İsveçli tasarımcı Ellen Hodakova Larsson, Paris Moda Haftası’nda sunduğu İlkbahar/Yaz 2026 koleksiyonuyla hem yaratıcı hem de çevreci bir bakış getirdi. Geri dönüştürülmüş malzemelere ve el işçiliğine dayalı koleksiyon, alışılmadık nesnelerin -örneğin şemsiyeler, eski masa örtüleri, kemerler ve fermuarlar- yeni bir forma büründüğü parçalarla dikkat çekti.
Koleksiyonda mimari formlar ve heykelsi siluetler ön plandaydı. Şemsiye tellerinden yapılan etekler, kemerlerden oluşturulan pelerin elbiseler, antika masa örtülerinden dikilen pliseli beyaz bir gece elbisesi koleksiyonun öne çıkan parçaları arasındaydı. Sert ve yumuşak yüzeylerin kontrastı koleksiyonun genel temasını oluşturdu: Deri mobilya kaplamalarından yapılmış tulumlar, yastık formunda detaylar ve çerçeve şeklinde tasarlanmış çantalar bu zıtlığı yansıtıyordu.
Bu sezon Hodakova’nın ilk kez sunduğu ayakkabılar, eski deri parçaların değerlendirilmesiyle üretilmiş. Yuvarlak burunlu, ahşap Louis topuklu modeller, koleksiyonun el işçiliği vurgusunu devam ettiriyordu.
Defile Paris’in tarihi sanat alanlarından biri olan Musée Bourdelle’de, Christian de Portzamparc tarafından tasarlanan 1992 tarihli ışık dolu modern kanadında gerçekleşti. Mekanın mimarisi, koleksiyonun keskin formlarıyla uyumlu bir atmosfer yarattı. Finalde sunulan hasır bloklarla oluşturulmuş parçalar, İsveçli zanaatkar Joar Nilsson ile yapılan işbirliğinin ürünüydü ve geleneksel el sanatlarına saygı duruşu niteliğindeydi.
Hodakova’nın İlkbahar/Yaz 2026 koleksiyonu sürdürülebilirlik, zanaatkarlık ve modern tasarım anlayışını bir araya getirerek modanın sınırlarını yeniden tanımlamayı amaçlıyor. Ellen Larsson, her sezon tarzını daha da geliştirerek tasarımda güçlü bir anlatı kurmaya devam ediyor.
