Geçtiğimiz günlerde Paris Moda Haftası kapsamında gerçekleşen Willy Chavarria defilesi, moda dünyasının alışık olduğu bir açılıştan çok uzaktı. Gösteri, tamamen beyazlar giymiş bir grup erkek modelin podyumda teker teker diz çökmesiyle başladı. Bu sessiz protesto, Trump yönetimi sonrası ABD’de göçmenlere yönelik sert uygulamaları ve özellikle ICE tarafından sınır dışı edilen kişilerin yaşadıklarını gündeme taşımayı amaçlıyordu. Latin Amerika kökenli tasarımcı Chavarria, özellikle El Salvador’daki hapishanelere gönderilen ve insani olmayan koşullarda tutulan göçmenlere dikkat çekmek için bu güçlü açılışı tasarlamıştı. Moda, onun için yalnızca stil değil; aynı zamanda bir duruş, bir söz hakkı.
Willy Chavarria, İlkbahar/Kış 2026 Defilesi, Launchmetrics Spotlight
Protestoyu takip eden koleksiyon ise mesajı kadar güçlüydü. Sert kesimler, canlı renkler ve net silüetler; hem kadın hem erkek tasarımlarda kendini gösterdi. Basit görünmeyen kıyafetler, sade olmayan modellerle birleşince ortaya oldukça sinematik bir atmosfer çıktı. Defile boyunca ‘California Dreamin’ şarkısı çalarken, izleyiciler sadece bir koleksiyon değil, bir hikâye izlediler. Koleksiyonun ismi “Huron”, Chavarria’nın doğduğu şehirden geliyor. İlham kaynakları ise bir yandan fabrika işçilerinin iş kıyafetlerine, diğer yandan ise zengin Amerikan özel okullarının üniformalarına dayanıyor. Bu karşıtlık, koleksiyona hem sosyal hem de görsel bir derinlik kazandırıyor.
Willy Chavarria, İlkbahar/Kış 2026 Defilesi, Launchmetrics Spotlight
Chavarria bu sezon yalnızca erkek koleksiyonunu değil, kadın tasarımlarını da podyuma taşıdı. Koleksiyonda aynı zamanda markanın Adidas’la yaptığı ayakkabı iş birliği dikkat çekiyor. Güçlü şapkalar ve çantalarla tamamlanan kombinler, stilin sınırlarını zorluyor. Tasarımcının defile boyunca en çok vurguladığı mesaj ise net: “Var olma hakkı.” Bu koleksiyon, modanın yalnızca güzel görünmekten ibaret olmadığını hatırlatıyor. Bu arada kulislerde Chavarria’nın Fendi’nin kreatif direktörlüğü için markayla görüştüğü konuşuluyor. Politik duruşu ve aktivist ruhuyla tanınan Chavarria’nın, bu kadar köklü ve lüks bir moda eviyle nasıl bir uyum yakalayacağı ise merak konusu. Fendi, onun için fazla klasik ve yalın olabilir. Ancak Chavarria bu güçlü platformu kendi sesini daha yüksekten duyurmak için kullanacaksa, yapabilecekleri şimdiden heyecan verici olur.