Aşk hakkında, iyi ya da kötü, söylenmiş ya da söylenecek o kadar çok şey var ki! ‘Aşk insanın sevebilme ve üretme kapasitesidir, ego işlevidir, psikolojik yatırımdır.' Diyen İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Humanite Psikiyatri Tıp Merkezi Direktörü Prof. Dr. Sedat Özkan, aşkın psikolojik yaşam üzerindeki etkisini anlattı.
‘Aşık olan kişi, çevresine mutluluk saçar... Aşkını kaybedenler bir anda yasa girer, psikolojik yatırımları iflas etmiştir. Bağışıklık sistemleri düşer. Vücudun, hastalıklara yakalanma riski artar. Daha sık hasta olurlar...' diyen Sedat Özkan, hepimizin ‘Kasım'da Aşk Başkadır' diyip yeni gelen ayı daha da heyecanla bekleyeceği şeyler söylüyor. İşte bir Psikiyatri Profesörü'nün gözünden aşın faydaları:
• Sevgi üreterek, sevilmek gereksinimini doyurma sürecidir.
• Sevgi, en geniş duygusal yaşantıdır. Aşk bunun tercih edilen alt kısmıdır. Aşk, sevginin dorukta yaşanmasıdır. Aşkı karşı cinse hissedilen duygularla sınırlandırmamalıyız. Aşk evrensel olarak sevgi üretimini amaçlar. Tanrı, doğa ve insan sevgisi de bu duygunun içindedir.
• Sağlıklı aşk kişiyi mutlu eder, bağımlı aşk ise depresif yapar. Aşk agresifliği azaltır, kişi daha hoşgörülüdür. Aşık olan kişi çevresine baskı ve öfke saçmaz, tam tersi pozitif ve uyumludur. Mutlu olan kişi, çevresindekilere karşı yıkıcı olmaz.
• Aşık olan kişi öğrenmeye daha açıktır. Çalışmaktan keyif alır, daha coşkuludur.
• Aşık beyin daha üretken daha sağlıklıdır. Beynin en sağlıklı vitamini; aşk ve sevgidir. Aşk, beyin kabuğunun işlevini hızlandırır. Bağışıklık sistemi üzerinde de olumlu etkileri vardır, direnci artırır. Sevdiğini kaybedenlerde ise tam tersi olur, vücut direncinin azalmasıyla hastalıklara yakalanma riski artar.
• Aşk aklına uymuyorsa, sorun olacaktır. Eğer ilk görüşte etkilendiği kişiyle zamanla tanıdıkça mutlu değilse sorun vardır. Aşık olunan kişiyi değerlendirirken diğer sevgi nesneleri ile ilişkileri de dikkate alınmalıdır. Mesleki anlamda ahlaki değerlerden yoksunsa, toplumsal ahlakında zafiyet var ise aşk hayatında da benzer sorunlar yaşayacaktır.
• Duygu yoğunluğu yaşamak kişinin aşık olduğu anlamına gelmez. Aşk daha çok yaşam dönemlerinde ortaya çıkar. Ergenlik dönemi, yetişkinlik döneminde 20'li yaşlar, orta yaşta 35-40'lı yaşlar, 50-60'lı yaşlar... Yaşam dönemlerinde kişi hayatını, mutluluk arayışlarını sorgular. Zamanla çiftlerin tercihleri değişmişse, ilişkide sorunlar başlar. Kimi çiftler bu sorunları aşarken, kimi yeni mutluluk arayışlarına yönelir.
