Belimi Sıkıyorsun!

Belinizi sıkıyor, dik durmanız için size emir veriyor.

ELLE ONLINE ELLE ONLINE 03 Temmuz 2010
Belimi Sıkıyorsun!
19. yüzyılda İngiltere’de kadınlarının gardırobunun en değerli hazinesiydi korseler. Kadınların henüz seçme ve seçilme hakkının olmadığı, eşlerinin “malı” olarak tapulandığı bir dönemde, korseler kadınların hukuki alanda görmedikleri değere stilleriyle sahip olmalarını sağlıyordu. Bugünkü gibi ayakkabı ve çantanıza göre sosyo-ekonomik sınıfınız nasıl belirleniyorsa, o zamanlarda da giyilen korsenin kalitesine, kullanılan kumaşın pahalılığına göre anlaşılıyordu bu. Kadının hiçbir öneminin olmadığı bir dönemde metal parçalarla üretilen ve gayet rahatsız olarak değerlendirilen, hatta hamilelerin çocuklarını düşürmesine, kan dolaşımını etkilediği için bazılarının da bayılmasına sebep olan korseler, o dönem modadan ziyade kimlik kargaşasını çözerek kadının toplumdaki yerinin belirleyicisi oldu. Peki bir yüzyıl boyunca, kadın modasının simgesi olan bu korseler bir anda nereye gitti? Sağlık açısından sorun yarattıkları iddia edilen korseler, bugün neden bazı tasarımcılar tarafından yeniden kullanılmaya başlandı? Dış giyim olarak kullanılırken, neden birden iç giyime girdi ve fetişizm sembolü haline geldi? 1939 yapımı olan “Gone with the Wind”de Vivien Leigh tarafından canlandırılan Scarlett O’ Hara karakterinin incecik belini hepiniz hatırlıyorsunuzdur. Arkasındaki gayet şişman bir yardımcısının korseyi bağlamak için ipleri sıkı sıkı çektiğini ve ipleri bağladığını da hatırlıyorsunuzdur o zaman. ~


Korselerin bir anda ortadan kalkmasının başlıca sebebi, sağlık açısından kadınların başına açtığı sorunlardı. Bellerin incelmesi, iç organların birbirlerine yakınlaşmasına ve kaburgalarda bazı yamulmalara sebep olurken, çoğu kadında nefes darlığına ve tansiyon problemlerine de yol açıyordu. İlk zamanlarda, sırt kısmının metal çubuklarla yapıldığı korseler, daha sonra bükülebilir bir malzeme olan balenle üretilmeye başlandı. Kadının toplum içinde değeri arttıkça kadın kendine işkence yapmayı bıraktı ve korseler daha gevşek bağlanmaya başlandı. Zamanla korseler tamamen unutuldu ve yerini dar kıyafetlere bıraktı; kadınlar korselerin rahatsızlığından tamamen kurtuldular. Kendilerine hak verilmeye başlandıkça ve ağrıyla acıdan kurtuldukça, kadınlar kendilerine önem vermeye başladılar. Böylece moda tarihinde önemli bir yere sahip olan bu parça da tarihe karıştı. Kişiye özel olarak yapılan korseler kullanıldıkça, eskilerin metalleri çürüdü, dantelleri eskidi ve bunlar kullanılmaz hale geldi. Bazıları raflara kaldırıldı ya da çöpe atıldı. Bugün vintage mağazalarda görülen korselerin çoğu o dönemden kalma değil, sonrasında o dönemdekilerin örneği olarak kostüm amaçlı yapılanlardır. 19. yüzyılın aksine, bugün rahatlık ön planda yer alıyor.



“SIKIŞTIR” BENİ!



Dolayısıyla kadınlar kendi ayakları üzerinde durabilir, kendi paralarını kazanabilir ve dilediğince harcayabilir duruma geldikleri için, o dönemin aksine daha androjen bir modanın geliştiği bu yüzyılda, korseler nasıl oluyor da geri geliyor diye düşünmeyin. Kum saati şeklinde bir vücuda sahip olmak her zaman kadın siluetinin en ideal görüntüsü olarak kabul gördü ve bu şekilde görülmeye devam ediyor.~


Kadınlar, eski dönemlerde korse gibi dışarıdan desteklerle vücutlarına şekil vermek isterken, bugün rejimler, egzersizler ve teknolojinin nimetlerinden faydalanarak, vücudu bir nesneye hapsederek değil de, kendi doğallığında biçimlendirmeye çalışıyorlar. Aslında amaç aynı: Yuvarlak hatlı, seksi bir vücuda sahip olmak. Sadece kullanılan malzemeler değişiyor. Birçok tasarımcı günümüzde korseya da korse etkisi yapan kumaşlar kullanıp vücuda sıkı bir şekil vererek kadınlarda Dita Von Teese  etkisi yaratıyor. 20. yüzyılda A.B.D’de başlayan “burlesque” sahne modasında sıkça kullanılan korseler, git gide daha fetiş ve seksi bir imaj yaratmak için gündeme girer oldular. Belin ince, kalçaların daha yuvarlak ve göğüslerin daha büyük görünmesini sağladığı için, yuvarlak hatlı bir vücut yaratan korseler, seksi kadın figürünün olmazsa olmazı haline gelerek birçok “burlesque” şovda kullanıldı ve bu korseler günümüzde hala sergileniyor. Korseler kendi içlerinde tarihsel bir dalgalanma yaşayarak elbiselerin içinde kullanılmaya, daha sonraları da dönemin stilinin belirleyicisi olarak kullanılırken de seksi şovların aranılan aksesuarı olmaya başladı. Korseler, 1940’larda Christian Dior’un koleksiyonunda bellerin ince tutulması için bir süre tekrar moda olsa da, uzun süre tercih edilen ve kullanılan bir trend haline gelmeyi başaramadılar. 2001 yılında “Moulin Rouge” filmiyle birlikte korseler tekrar kadın modasında canlanmaya başladı. Bugünlerdeyse korse, tasarımcılar tarafından moda dünyasına döndürüldü. Ama artık arkadan iplerini bağlamak için ayrıca bir yardımcıya ihtiyaç duyulmuyor. Durum böyle olunca ipler çok sıkılmıyor, nefes alma problemi ortadan kalkıyor. 19. yüzyıl kadınlarının yuvarlak hatları, şov kızlarının fetiş görüntüsü ve 21. yüzyılın hip trendi bir arada sunuluyor. İşte size korse giyerken birkaç öneri…~


EN TASARIM KORSELER


Bu sezon korseleri en çok Christian Dior Antonio Berardi, Dolce & Gabbana ve Sportmax’te görüyoruz. Sportmax’te korseler daha spor bir havada, kumaş pantolonlarla kombinlenirken, Dior’da toz pembesi saten kumaşlarla gecelik esintisinde korselere rastlıyoruz.


Berardi her zamanki müthiş tasarımlarında korseyi ten renginde kullanıyor ve yine aynı renkte bir kumaş pantolonla giydirip üzerine kendinden işlemeli bir boleroyla, kadına hemseksapel, hem sadelik, hem de gizem katıyor. Dolce & Gabbana’daysa korseler biraz daha geçmişe gidiyor ve bedenin tamamını kaplayacak ve sadece bacakları açık bırakacak şekilde vücudunuzu sarıyor.



NASIL GİYMELİ?



Korselerinizi mutlaka akşam bir davete giymek için, gardırobunuzun en özel köşesinde tutun. Unutmayın, onlarla masum bir görüntü çizmek imkansız denecek kadar zordur. Gün ışığında Lido’dan çıkmış gibi görünmemek için mutlaka özel bir geceye ya da davete giderken, çok özel bir şekilde kombinlemeniz gerektiğini aklınızdan çıkarmayın.


Siyah tayt: Son zamanların en yaygın trendi olan taytları seviyorum! Onlarla uyuyabilir, uyanabilir, spor yapabilir, ata binebilir, işe gidebilir, taşlı bluzlarla birlikte giyip diskoda eğlenebilir, sonra tekrar üzerine ayılı tişörtünüzü giyip uykuya dalabilirsiniz. Tabii bunların hepsini aynı taytla yapmanızı asla önermiyorum. Ama siyah taytınızı üzerine yine simsiyah D&G bir korseyle, ayağınıza dize kadar uzun Christian Louboutin çizmeler ve leopar desenli ceketinizle kombinleyerek çok fetiş bir görüntü elde etmeniz mümkün.~


Jean: Korsenizi jean’in üzerine giyebilir, altına da çok şık bir topuklu ayakkabıyla seksi ama genç bir stil yaratabilirsiniz ve takılarla kıyafetinizi hareketlendirebilirsiniz.


Mini etek: Bence korseyi korse yapan en güzel detay mini etektir. Siyah dapdar bir eteğin üzerine giyeceğiniz parlak saten bir korse, size belki fazla iddialı gelebilir. Fakat üzerinize giyeceğiniz siyah deri ceketinizle hem daha hip, hem de seksi olabilirsiniz.


Elbise: 50’li yıllardan esinlenen tasarımcıların dar inen, yaka dekoltesi olan, basenden dışarıya doğru açılan elbiselerinin üzerine, aynı renkte giyeceğiniz bir korse, hatlarınızı yuvarlaklaştırmanın yanı sıra, sizi “şeker kız” görüntüsünden çıkarıp “çılgın kız”a transfer ettirecek.


Kumaş pantolon: Korsenizi havuç kesim bir kumaş pantolonla giyebilirsiniz. Bağcıklı, yüksek topuklu bir ayakkabı ve ceket giyerek daha şık ve sade bir kadın olabilirsiniz.





REKOR KADINLAR


Dünyanın en ince belli ve korse tutkunu kadınları: Polaire 35,6 cm, Ethel Granger 32,5 cm ve Cathie Jung 37,5 cm’lik bir bele sahip olarak tarihe geçmeyi başaran kadınlar arasında yer alıyorlar.

ETİKETLER
SON HABERLER

Dergide Bu Ay

ELLE Mart Sayısı Çıktı!

ELLE Mart Sayısı Çıktı!

Baharı Hande Erçel ile karşılıyoruz.

BU SAYIDA NELER VAR?

E-Bülten Aboneliği

E-bültenimize şimdi abone olun,
magazin dünyasındaki tüm gelişmelerden anında haberiniz olsun.