IT GIRL’DEN DAHA FAZLASI
IT GIRL'DEN DAHA FAZLASI
ELLE ONLINE
12 Mayıs 2014
Adını hiç duymamış da olabilirsiniz, “bu kadın niye her tarafta?” diye soracak kadar çok işitmiş de! Basit bir Google araştırması onun İsrail'in Paris Hilton'u olduğunu söylüyor. Peşine eklenen model, sunucu, ilham perisi sıfatları ve sarı saçları bir araya gelince ortaya çıkan tablo da “It girl” imajını tamamlıyor. Evet, Hofit Golan bunların hepsi. Ama sadece bunlardan ibaret değil!
Hofit Golan, nereden gelip nereye gidiyor, keşfetmeye ne dersiniz...
ELLE: Moda yolculuğunuz nasıl başladı?
HOFIT GOLAN: Tamamen tesadüfen. Bir sosyal sorumluluk projesi için Amerika'dan, davetli olarak Londra'ya gelmiştim. Gece için özel bir kıyafet giymem gerekiyordu. Ortak tanıdıklar beni Scott Henshall'le tanıştırdı. O zaman Mulberry'nin kreatif direktörüydü. Aynı zamanda da İngiliz moda dünyasının en sevilen isimlerinden biriydi. Arkadaş olduk. Beni showroom'una davet etti. Ona fikirler vermeye başladım. Sonunda da iş ortağı olduk.~ ELLE: Modada daha önce deneyiminiz yokken, zor olmadı mı?
H.G.: Deneyimim yoktu ama fikirlerle doluydum. Önce firmayı tekrar yapılandırdım. PR'ı değiştirdim, farkındalık yaratmak için kreatif medya organizasyonları yapmaya başladım. Paris Hilton'dan Beyonce'ye kadar birçok isim bizim markamızı giymeye başladı. Ayrıca sosyal sorumluluk projeleri de yaptık. Marka kuvvetlenmeye başladı. Ancak ortağım son derece utangaç biriydi. O sebeple ben biraz daha ön plandaydım. Medya kim olduğumu bilmediği için benden “ilham perisi”, “it girl”, “model” diye bahsetmeye başladı. Oysa ki ben de ortaktım!
ELLE: Ortaklığınız hâlâ devam ediyor mu?
H.G.: Hayır. Ortağım moda dahisiydi. Ama anlaşması zordu. Çok fazla içki içiyordu. Bense temiz yaşamayı seven, sağlık delisi bir insanım. O sıralar moda, televizyonun ilgisini çekmeye, Project Runway gibi moda yarışmaları yapılmaya başlanmıştı. Ben de markadan ayrılıp tasarımcılarla çalışmaya, kendi programımı yapmaya karar verdim.
ELLE: Moda çocukluk hayaliniz değildi anladığım kadarıyla?
H.G.: Hayır değildi! İsrail'de doğdum, Kanada'da büyüdüm. Babam bir matematik dahisi. Uzun zaman NASA'da çalıştı. Ben de eğitime ceza hukukuyla başladım. Üstelik de burslu olarak! Ama gerçek adalete inanıyorum ve eğitime devam ettikçe hukukun sadece münazara olduğunu görmeye başladım. Adaletle alakası yoktu. Avukatlar kazandıkları dava sayısına, savcılar işi anlaşmayla çözmeye bakıyorlardı. Ben korkunç hadiselerde hiçbir şey hissetmeyen biri olmak istemedim. Bu yüzden farklı bir kariyer seçtim.
Ebru KILIÇOĞLU
Fotoğraflar: Cihan ALPGİRAY Styling: Melis AĞAZAT
SON HABERLER
