Jameela Jamil’in ‘I Weigh’ adlı podcast yayınına katılan Reese Witherspoon, postpartum depresyon deneyimleri hakkında konuştu. Ava Elizabeth Phillippe, Deacon Reese Phillippe ve Tennessee James Toth adlarında üç çocuğu olan Witherspoon, her bebeğinin doğumunun ardından farklı bir deneyim yaşadığını belirtti. “Bir bebeğimde hafif bir doğum sonrası depresyonum vardı, diğer bebeğimde daha ağır bir postpartum geçirdim ve çok ağır ilaçlar kullandım çünkü düzgün düşünemiyordum. Başka bir bebeğimde ise hiç postpartum yaşamadım,” diyen Witherspoon, doğumları sonrasında yaşadıklarını Jamil ile paylaştı.
16 yaşından beri terapiye gittiğini söyleyen Witherspoon, hayatı boyunca anksiyete ve depresyon gibi problemler ile uğraştığını söylerken, doğumun ve anne olmanın mental sağlığı için en büyük stres faktörü olduğunu itiraf etti. “İlk bebeğimi kucağıma aldığımda 23 yaşındaydım ve kimse bana bir bebeği sütten ayırdığınızda hormonların tuvalete gittiğini söylemedi,” diyen Witherspoon, “Hayatımda hiç olmadığım kadar depresif hissettim. Bu ürkütücüydü. Tamamen kontrolüm dışındaydı. Doğru yardımı ve rehberliği almadım” diye ekledi.
Pediatrik bir hemşire olan annesinin başka bir eyalette yaşaması nedeniyle annesinden yardım alamadığını söyleyen Witherspoon, “şimdilerde olduğumuz iletişimde değildik,” diye belirtti. Postpartum depresyonunun oldukça gerçek olduğunu kendi deneyimlerinden bildiğini söyleyen Witherspoon, toplumun kadınların mental sağlık sorunlarına yeteri kadar önem vermediklerini söylüyor.
“Bence hormonlar konusunda yeteri kadar çalışma yok ve hormonlar anlaşılmıyor,” diyen Witherspoon, “Emzirmeyi bıraktıktan sonra hormonların yaşadığı roller coaster gibi iniş çıkışlarını anlamıyoruz. Sürekli doktorlarıma daha fazla cevap almak için ulaşmaya çalıştım. Kadınların vücuduna neler olduğu konusunda yeteri kadar araştırma yok ve hormonal değişimler gerektiği kadar ciddiye alınmıyor” diye ekledi.
