
Alman dilinde 20. yüzyılın ikinci yarısının en kışkırtıcı, en hadiseli edebiyatçılardan biri kuşkusuz Thomas Bernhard olmuştur. Çoğu okur, yorumcu ve eleştirmenin Berhard’ın hikâyeleri, romanları ve tiyatro oyunları yanında neredeyse geri plana ittiği şiirleri; onun o çok özel dünyasına aittir.

Uygarlıkların Batışı, doğup büyüdüğü Lübnan’ın çok kültürlülüğünden beslenen ve bunun önemini her zaman dile getiren Amin Maalouf’un Ölümcül Kimlikler ve Çivisi Çıkmış Dünya ile başladığı düşünce serüveninde en karamsar durak. Buzdağını gördüğü halde ilerlemeye devam eden insanlık gemisi için bir taziye. Ve çağımızın yaşadığı muazzam teknolojik ilerlemenin büyüsü ardına saklanmış iklim felaketleri, etnik düşmanlıklar, kaybolmuş özgürlük hayali ve pusulasını yitirmiş insanlık.

Şahin... Neredeyse hiç görmediğim babam, annemin neredeyse hiç görmediği kocası. Yıllardır muhatap olduğum “Baban nerede?” sorusuna, “işte”, “evde”, “memlekete gitti” gibi bir çırpıda verilebilecek cevaplar verebilmeyi çok isterdim. Babamın nerede olduğunu, nasıl bir bahtsız olduğunu kimseye izah edemedim. Kabul etmek gerekirse, masumiyetinden zaman zaman ben de çokça şüphe ettim. Kadere saygımız, tekrara göre değişiyor. Başımıza bir iş geldiğinde, bunu aksilik olarak kabul edebiliyor ve sineye çekiyoruz; bu aksilik ikinci kez geldiğinde, geldi mi üst üste gelir diyoruz, üçüncüsü tekrar ettiğinde her şey de senin başına geliyor diyerek rahatlıkla kanaat bildiriyoruz, sonraki tekrarlardaysa başına bu kadar çok şey geliyorsa, demek ki tüm bunları hak ediyor diyoruz. O bütün masumiyetiyle yaşamaya devam etse bile...

Boston’da yaşadığı trajik bir olay, yemek kitapları yazan Ava’yı ıssız bir sahil kasabasına sürükler. Burada kiraladığı 19. yüzyıldan kalma muhteşem malikânede hem kitabını yazabilecek hem de geçmişindeki hayaletlerden kurtulacaktır. Ancak hiçbir şey Ava’nın planladığı gibi gitmez, çünkü malikânede başka biri daha yaşamaktadır: 1875 yılında ölen, malikânenin ilk sahibi Kaptan Brodie! Kaptan Brodie’nin varlığı, Ava’nın akıl sağlığını sorgulamasına yol açsa da, geceleri kaptanın gelmesini sabırsızlıkla beklemektedir artık. Aynı zamanda hem sevecen hem de cezalandırıcı olan kaptan, tam da Ava’nın ihtiyacı olan şeyi sunmaktadır genç kadına. Malikânede kendisinden önce yaşayan kadınların başına gelenleri öğrenen Ava için tehlike çanları çalmaya başlasa da oradan ayrılmayı göze alamaz, çünkü kendi geçmişi çok daha fazla korkutmaktadır onu.

Menzil’e gidenin uyuşturucuyu bırakması için neler yapılıyor? Menzil niçin ikiye bölündü? Şeyhler arasında nasıl bir mücadele sürüyor? Menzil şeyhi niçin zehirlenmek istendi? Yargı ve Emniyet neden kapıştı? İlk kez Saygı Öztürk’e konuşan şeyhler Feyzeddin ve Saki Erol, Atatürk, laiklik ve ticaret konusunda neler anlattı, birbirlerini neyle suçladılar? Araştırmacı gazeteci-yazar Saygı Öztürk, Menzil’e ve Buhara’ya gitti, şeyhlerle, sofilerle konuştu, “tövbe alma”, “ölüm hatmesi” ritüellerine katıldı. Tarikatın dününü, bugününü, yaşananları, söylenenleri yerinde gördü, araştırdı, yaşadı ve yazdı.