YAZA ZİNDE GİRİN!
Yaza sağlıklı bir başlangıç yapmak için!


En büyük rezervimiz sudur. Su hayattır, hücrelerin içinde bulunduğu ortamdır, vücudun ortalama %60'ı sudur. Zamanla ve yaşla birlikte hücrelerin su tutma yeteneği azalır. Ne yazık ki bu bizim elimizde değildir. Ancak su içimini arttırmak alınabilecek en basit önlemdir. Hücrelerin yaşaması, temel işlevlerini gerçekleştirmesi için, enerjiye ihtiyacı vardır. Bunu da çok özel hücre içi organellerinde yapar, bu sırada su ve vitaminlere, minerallere ihtiyaç duyar. Cildin su ihtiyacını içtiğimiz su dışında, su tutma yeteneği olan gıdaları tüketerek, vitamin ve mineral alımı ile de desteklemeliyiz. Özellikle su dışında arada mineral içecekler tüketebiliriz, hyaluronik asit gibi maddelerin yapı taşlarını tüketebiliriz. Hyaluronik asit, en önemli su tutma yeteneği olan cildin destek dokusunun ana elemanıdır. #text>
#text> ~
Asıl maddesi protein-şeker kompleksidir. Bugün glukozamin içerikli çeşitli markalarda satılan gıda takviyelerini kür olarak bahar aylarında tüketebiliriz. Bu sayede yazın kaybedeceğimiz su oranını asgari düzeye indirmiş belki de önlemiş oluruz. #text>
Antioksidan içerikli besinlerle beslenmek, bol vitaminli kremler sürmek, vitamin enjeksiyonlarından faydalanmak, ışık tedavileriyle cildin sıkılığını arttırmak yaza hazırlanırken ve daha sağlıklı ve güzel bir yüz için alınabilecek önlemlerden bazılarıdır. Uzun zamandır var olan vitamin iğneleriyle tedavi yöntemi günümüzde de popülerliğini sürdürüyor. Her geçen gün yeni teknolojiler sayesinde yeni etken maddelerin de keşifleri yapılmaktadır. Özellikle “büyüme faktörlerini” içeren solüsyonlar, somon balığından elde edilen özler ve hyaluronik asit kombinasyonları etkili olanlarıdır. Ayda bir belirli bir kür olarak uygulanan tedavileri yaşa ve ihtiyaca göre değiştirmek de mümkün. #text>
#text>~
IŞIK TEDAVİLERİNİN YARARI ÇOK BÜYÜK #text>
Işık tedavilerinden IPL ve LED yöntemleri ile cildi uyarmak ve kolajen sentezinin yapımına teşvik etmek hem başarılı, hem de riski olmayan yöntemlerdir. Belirli dalga boyuna sahip bu ışıklar cildi uyarabiliyorlar. Bunun nasıl olduğuna gelince: Güneş ışınlarının yani ultraviyolenin cilde etkisi hem önemli bir vitamini sentezletmek, hem de melanin denilen renk maddelerinin sayısını arttırarak bronzlaştırmaktır. Güneş bu işlevleri cilde girerek yapabilir. Işıklar dalga boylarına göre sınıflandırılırlar; belirli dalga boylarında su tarafından, renk maddeleri tarafından, kırmızı kan hücrelerinin içindeki hemoglobin tarafından emilirler. Buralarda görevlerini yerine getirirler. Kılcal damarları dağlayarak düzeltirler, hücreleri uyararak sağlıklı üretimi tetiklerler, lekelerde ise açıcı veya tamamen lekeyi giderici olarak çalışırlar. #text>
Vücudumuzu yaza hazırlarken biraz daha farklı sorunlar da ortaya çıkıyor. Vücut genellikle sıkılaşma ihtiyacı dışında, fazla kilolardan kurtulma ve selülit tedavisi ile de gündeme gelir. Aslında hem sıkılaşıp, hem kilo verip hem de selülitlerden kurtulmayı sağlayan bir iksir var. Ama her zaman yapmak gerekiyor: Spor. Maalesef spora ara verilince biz kadınların vücudu, hormonların da etkisi altında olduğu için çok çabuk değişiyor. #text>
#text> ~
Kilo vermek için kasları çalıştırmak mantıklı, çünkü kaslar düzenli olarak karbonhidratları kullanırlar. Oturduğunuz yerde bile küçük ağırlıklarla göğüs kaslarını çalıştırmak 100 kalori harcatabiliyor. Spor yapacak vakti olmayanlar için, elektrostimulasyonla kasları uyarmak, lenf drenaj yoluyla da toksinlerden ve fazla atık sulardan kurtulmakla hızlı çözüm üretilebiliyor. Kasları uyaran bu sistemler de artık çok gelişti, aynı anda selüliti de kırabilen programları var. Lenf drenaj sistemleri arasında en yaygın olanı ve yıllardır güvenle kullanılanı (kullanıcı çok önemli) LPG sistemidir. Bu sistemde kasları uyarmak ve cildi sıkılaştırmak, yağları parçalamak etkileri bir aradadır. Aynı zamanda fizik tedavi etkinliği sayesinde rahatlamak da mümkün. Bu iki yöntemi arka arkaya haftada 2 veya 3 defa uyguladığımızda toplam 15-20 seansta çok başarılı olunabiliyor. Özellikle kasları kullanırken dönüşümlü olarak uygulanacak olan protein diyeti sayesinde alınan sonuçların kalıcılığı da artırılabiliyor. Diyetle alınan proteinler sindirim sırasında amino asitlere parçalanarak emilirler ve vücutta bir havuzda depolanırlar. Proteinin vücutta depolanma oranı karbonhidrat ve yağlardan çok daha düşüktür. Ancak, vücudun proteini sindirebilmesi için, ihtiyaç duyduğu enerji miktarı diğer besin öğelerine göre daha fazladır. Buna termik sonuç da denir. Bu olay sebebiyle, protein tüketimi sonrasında vücudunuz daha fazla kalori yakmak zorunda kalır. Aynı zamanda protein, insülin seviyesinin dolayısıyla kan şekerinin dengelenmesinde de önemli rol oynar, böylelikle açlık hissini bastırarak vücudun yağ yakımını da kolaylaştırıcı etkisi vardır. #text>
#text>~
TEK TİP DİYETLERE DİKKAT! #text>
Tek tip diyetler ve protein diyetleri uzun süreli uygulanmamalıdır. Protein alımının yüksek olduğu diyetlerde karbonhidrat ve posa alımı düşük olacaktır. Bu durum zamanla metabolizmada bir takım bozulmalara yol açabilir. Durağan metabolizmanın hızlanmasında, kısa süreli uygulamada, aç kalmadan ve kas kitlesini koruyarak; dengeli zayıflama programlarında ise yeterli protein alımı çok önemlidir . #text>
Ödem atmaya destek vermek içinse kereviz sapları, salatalık, nane, tere, maydanoz, elmayı alın. Blender'dan geçirin. Limonlu soğuk ve buzlu olarak bu karışımı tüketebilirsiniz. #text>
Anti-aging ve yağ yakımına destek vermek içinse greyfurt, ananas, mor üzüm, çilek, elma ve böğürtleni blender'dan geçirip taze nane ile soğuk olarak tüketebilirsiniz. Önemli olan metabolizmayı hızlandırırken aç kalmamaktır. #text>
#text>~
HER GRUPTAN YETERLİ MİKTARDA YEMELİ! #text>
Diyetle alınan enerji ve proteinler ihtiyaçtan fazla ise, fazla amino asitler karaciğerde yağ ve karbonhidrat yapımına da kullanılır ve depo edilir. Diyetle alınan protein yetersiz ise vücut amino asit havuzu için gerekli olan düzey vücut proteinlerinin yıkımı ile yerine konur. Uzun süreli yetersizliklerde vücut kendi dokularındaki proteini kullanmak zorunda kalır. Büyüme yavaşlar ve durur, vücut ağırlığı AZALIR, halsizlik, anemi ve ÖDEM (şişlik) oluşur. #text>
#text>~
İŞTE SİZE ÖRNEK BİR DİYET: #text>
1.GÜN #text>
SABAH: 1 BARDAK DİYET SÜT, 1 DİLİM PEYNİR, 1 ADET HAŞLANMIŞ YUMURTA #text>
ARA: 2 ADET ORGANİK KURU KAYISI +2ADET CEVİZ İÇİ #text>
ÖĞLE: HAŞLAMA / IZGIRA SOMON 1 KASE YOĞURT #text>
ARA: 1 PORSİYON IZGARA SOMON, 1 ADET HAŞANLANMIŞ PATATES #text>
2 SAAT SONRA, 1 PORSİYON MEYVE #text>
#text>
2.GÜN #text>
SABAH: 1 DİLİM KEPEK EKMEĞİ 1 DİLİM HİNDİ FÜME 2 ADET ÇERİ DOMETES #text>
ARA: 1 ÇAY BARDAĞI SOYA SÜTÜ #text>
ÖĞLE: IZGARA KÖFTE 1 KASE YOĞURT #text>
ARA: 1 PORSİYON MEYVE #text>
AKŞAM: PEYNİRLİ SALATA 1 DİLİM KEPEK EKMEĞİ #text>
2 SAAT SONRA, 1 PKT PREBİYORTİK YOĞURT #text>
#text>
3.GÜN #text>
SABAH: 1 SU BARDAĞI DİET SÜT 5-6 YEMEK KAŞĞII MISIR GEVREĞİ #text>
ARA: 2 ADET KURU ELMA +10 ADET FINDIK +10 ADET BADEM #text>
ÖĞLE: 200 GR BONFİLE / BİFTEK HAŞLAMA / BUHARDA SEBZE #text>
ARA: 1 BARDAK SÜT #text>
AKŞAM: TON BALIKLI SALATA, 1 DİLİM KEPEK EKMEĞİ #text>
2 SAAT SONRA, 1 PORSİYON MEYVE #text>
#text>
Hazırlayan: ESRA ÖZÜBEK Fotoğraflar: ALEXIA S., YAĞMUR KIZILOK #text>
SON HABERLER