Küçükken kimse ona “büyünce model olmalısın” gibi laflar etmemiş. Arkadaşlarıyla çektirdiği fotoğraflarının çoğunda yüzünü uzun saçlarıyla kapatıyormuş; kameralar konusunda işte bu kadar çekingenmiş. Londra'nın ünlü Camden Market'inde gezerken ilk modellik teklifi yapıldığında bunu hiç ciddiye almayıp ve hatta kendisine uzatılan ajans kartını kaybetmesi de “bir işe yaramamış”. Demek model olması kaçınılmazmış... Onu pek çok defileden ve tabii ki Burberry gibi markaların reklamlarından hatırlıyorsunuz.
Modellere sormak adettendir. Lily Donaldson formda ve sağlıklı kalmak için spor yapıyor mu? Kaldığı otellerdeki spor salonlarını ziyaret edip etmediğini de merak ediyorum. Sporla çok haşır neşir olmadığını itiraf ediyor. “Bunun sebebi bazen zamansızlık, bazen de tembellik veya yorgunluk“ diyor. Spor yapmak için “yardıma” ihtiyaç duyuyormuş! Yani birilerinin onu motive etmesi, dürtüklemesi gerekiyor. Yanlış anlaşılmasın; sevmediği, kapalı alandaki spor çeşitleri. Açık havada spor yapmaya bir itirazı yok. Yüzmek ve ata binmekten büyük keyif alıyor. “Spor salonları bana çok depresif geliyor” diyor. Yoksa, New York'ta olduğu sürece pilates yapmayı ihmal etmiyor.~
Göçebe model Lily Donaldson Genelde insanlar çok seyahat edenlere, “dünyayı gezenlere” imrenir ancak bu bir zorunluluksa, sürekli havalimanlarında/uçaklarda olmak, oradan oraya koşturmak gör ündüğü kadar eğlenceli değil. Ama Lily Donaldson şikayet etmiyor. “Tam bir göçebeyim. Seyahat etmeyi, sürekli hareket halinde olmayı çok seviyorum. Nerede olursam olayım, iyi ve evimde gibiyim. Hiç bilmediğim bir şehirde gezerken kendimi kaşif gibi hissediyorum” diyor. Uçakta uyuma konusunda da ustalaşmış. Bir kadeh kırmızı şarap veya bir bloody mary içip anında uykuya dalıyormuş. Hiç kaybolup kaybolmadığını sorduğumda “Sürekli kayboluyorum. Ancak bu bile çok eğlenceli, hoşuma gidiyor. “
Göçebeyim derken abartmıyor. “Ev adresi”- ni sorduğumda net bir cevap veremiyor. Londra'dan New York'a taşındığını ama sonra ailesini ve özellikle de kız kardeşini özlediği için tekrar Londra'ya geçtiğini ve bir yıl önce de yine New York'a döndüğünü gülerek anlatıyor. Bazen otel odasında sabah veya gece uyandığında “Ben neredeyim?” şaşkınlıkları yaşıyor. “Bazen bu durum uçakta da, uykudan uyandığımda başıma gelebiliyor. Ama ne yapayım, benim yaşam tarzım da bu” diye durumu kabulleniyor. Sanatsever model Çok yoğun ve bolca seyahat eden bir “göçebe” olan Lily Donaldson'ın en büyük tutkusu sanat ve resim. Sanat okuluna g itmiş; resim yapmayı, müzeleri, sergi ve sanat galerilerini gezmeyi, sinemayı ve kitapları da çok seviyor. Yani tüm dünyası sadece moda değil. Lily Donaldson yaptığı resim ve çizimleri şimdilik kimsenin görmediğini itiraf ediyor. “Sadece iki-üç kişiye gösterdim” diyor. Bu konuda ne yapacağına henüz karar vermiş değil. Belki bir gün çalışmaları gün ışığına çıkar.
RÖPORTAJ: SUZAN YURDACAN
FOTOĞRAF: DENİZ ÖZGÜN
STYLING: GÜLŞAH ÖZTÜRK
