SWEATSHIRT NASIL GİYİLİR?
Stil sahibi insanın aurası
ELLE ONLINE
07 Şubat 2014
Senem, Mimar Sinan Üniversitesi Tekstil ve Moda Tasarımı mezunu. Okul hayatı boyunca yaptığı stajlar dolayısıyla sektörün birçok alanıyla ilgili geniş çevre edinme şansı bulan tasarımcı, yine staj olarak başlayan işine tasarımcı koltuğunda devam ediyor. Gipsy by Roman'da, güncel enerjiye sahip ve pazara alternatif bir koleksiyon hazırlıyor. Biz bu yetenekli genç kadının yarattığı koleksiyondan yola çıkarak onun tarzını ve aylık takıntı merakımızı gidermek üzere yeni taşındığı evine konuk oluyoruz.~ELLE: Gipsy by Roman kadını ve gardırobunuz birbirine yakın çizgide mi?
SENEM MURSALOĞLU: Tam anlamıyla paralel olduğunu söyleyemem. Bir markaya koleksiyon hazırlarken daha geniş bir çerçeveden bakmak gerekiyor. benim renklerle hiç aram yok ve alabildiğine gri skalasına bağlıyım. Bu gibi ayrıştığımız noktalar dışında genel olarak çok iyi anlaşırız Gipsy kızıyla. Ama ister istemez insan, yaptığı işe kendinden bir şeyler katıyor. Mesela Gipsy kızı, bu zamana kadar sweatshirt giymemişti hiç. Şimdi bir orta yol bulduk ve ne yaptık ettik, bu parçayı onun gardırobuna aldık. Tasarımcı olmakla beraber gelen ve yoğun şekilde hissettiğim bakmak, görmek, incelemek, gezmek dürtüsü ve tüm meraklarım çok direkt yolla vizyonumu; dolayısıyla da kendimi ifade şeklimi etkiliyor, gardırobum evriliyor.~ELLE: Stil sahibi olmak zor mudur sizce? Modayı takip etmek daha mı kolaydır?
S.M.: Şüphesiz stil, kolay değil. Stil sahibi insanın aurasını, o henüz yanınıza ulaşmadan fark edersiniz ve işte o yüzden stil sahibi insanlara nadir rastlanır. Stil pek sonradan edinilen bir olgu değil bana göre. Ya tarz sahibisinizdir veya değilsinizdir. Eski moda olmuş kıyafetler gardırop dibini boylar, yeniler için kredi kartı limitleri zorlanır. Çılgın bir kısırdöngü... Fakat belli bir stiliniz varsa, alışveriş moda yarışındansa belli ritüellere tekabül eden keyifli bir aktivite halini alır.~ELLE: Sizce İstanbul'daki stil sahibi adresler hangileridir? Bizimle sevdiğiniz birkaç mekanı paylaşır mısınız?
S.M.: Stil sahibi midir bilmem ama sevdiğim rotalardan birini paylaşabilirim: Ben Cihangir'de oturuyorum; ama işyerim çok uzakta. O yüzden hafta sonları mahallenin tadını çıkarabiliyorum ancak. Mesela sabah erken kalkıp Savoy'da doyurucu bir kahvaltı yapıyorum, sonra Tophane'den sahile inip Karaköy'e ulaşıyorum. Bazı zamanlar İstanbul Modern'e uğruyorum, seyyar satıcılardan balık-ekmeğimi alıp iskelenin yanındaki banklara oturuyorum. Ardından Karaköy Komodor'da bir “sambuca” yuvarlayıp biraz dergi karıştırmak ve ardından Galata Köprüsü üzerinden yürüyerek Eminönü'ne ulaşmak hoşuma gidiyor. Eminönü başlı başına stil başkenti olabilir; oraları çok talan edenler bilir, yok yoktur. Son olarak Hacı Abdullah'ta güzel bir Türk kahvesi yanında narlı lokumla yorgunluğunuzu atıp turu noktalayabilirsiniz.~ELLE: Kimin gardırobunu paylaşmak isterdiniz?
S.M.: Leandra Medine, Garance Doré ve Carine Roitfeld. Çünkü rahat, yeni, farklı ve klasikler.
ELLE: Gelelim takıntınıza: Sweatshirt'leri neden bu kadar çok seviyorsunuz?
S.M.: Hayatımın büyük kısmını işte geçiriyorum ve ofisteki zamanlarım, sezon sonları çok yoğun çekim dönemlerinde setlerde geçenler ve hafta sonları kendime ayırdıklarım... Bütün bu zamanların ortak paydası rahatlık: Skinny pantolon ve topuklu ayakkabılarla daha modern ve şık, spor ayakkabılarla daha dinamik görünüme ulaşmak için çok pratik bir parça sweatshirt.
ELLE: Gardırobunuza asla girmeyecek bir parça var mı? Ya da gardırobunuzun vazgeçilmezleri neler?
S.M.: Asla diyebileceğim bir parça galiba yok. Erkek gömlekleri, skinny ve boyfriend jean'ler, zamansız “giy-çık” elbiseler, sweatshirt'ler, vazgeçmediğim joker parçalar.~SENEM'İN SEZONA DAİR STİL ÖNERİLERİ
Kloş etekler uçuşsun! Üzerine kocaman yün kazakları, sweatshirt'leri ve içinize dik yaka trikoları giymeyi aklınızda tutun. Maskülen yünlü kumaşları, ultra feminen dantellerle karıştırın. Biker botlar, altın sezonlarını yaşıyor; topuklu ya da spor ayakkabılarınızı bir kenara koyup rahatlığın keyfini çıkarabilirsiniz. Sweatshirt çeşitliliğini unutmayın; en özgür seçimlerin anahtar parçası. Son olarak, hala içten içe sorguladığım ama şüphesiz süper havalı görünen Saint Laurent punk esintisini, şifon babydoll elbiseleri kalın yün hırkalarla tamamlayarak yakalayın.
Sıla GÜVEN, Fotoğraflar: Esra ÖZKAVCI
SON HABERLER
