Kapadokya deyince akla ilk gelen, büyüleyici peri bacaları ve sıcak hava balonları olabilir. Ama son yıllarda bu benzersiz coğrafya, gastronomi meraklıları için de bir keşif rotası haline geldi. Lil’a Restaurant, Museum Hotel’in kalbinde, Anadolu’nun unutulmaya yüz tutmuş tatlarını modern bir bakış açısıyla yeniden yorumlayarak Kapadokya’yı sadece manzarasıyla değil, mutfağıyla da konuşulan bir destinasyon hâline getiriyor.
Lil’a’da yemek, bir tabaktan öte bir hikâye. Creative Director Tolga Tosun ve Executive Chef Saygın Sesli, yerel üreticilerden ve Indigo Group’a ait ekolojik tarım alanlarından gelen malzemeleri, çağdaş tekniklerle buluşturuyor. “Topraktan masaya” felsefesi, menüdeki sebzelerden bal ve yumurtalara kadar kendini hissettiriyor. Bu yaklaşım, hem sürdürülebilir gastronomi pratiğini hem de Anadolu mutfağının kültürel mirasını ön plana çıkarıyor.
İçecekler de bu özenin bir parçası. Head Sommelier & Mixologist Özgür Özkan, alıç, badem ve lavanta gibi yöresel ürünleri modern içeceklere dönüştürerek “farm to bar” yaklaşımını hayata geçiriyor. Lil’a, sadece lezzeti değil, yerel üreticiyle kurulan bağı ve gastronomik hafızayı da menüye taşıyor.
Unutulmaya yüz tutmuş peravu ve yahni gibi tarifler, modern tekniklerle yeniden hayat buluyor. Her tabak, Kapadokya’nın topraklarından doğan bir hikâyeyi anlatıyor. Lil’a, sürdürülebilir gastronomi ve kültürel mirası bir araya getiren, Kapadokya restoranları arasında kendine has bir deneyim sunan adres olarak öne çıkıyor.
Kapadokya’ya yolunuz düşerse, sadece manzara için değil; sürdürülebilir Anadolu mutfağı deneyimi için de Lil’a’yı listenize eklemeyi unutmayın.
.png)
.png)
