Kapak Fotoğrafları: @nailson_nisantasi
Nail art, Instagram akışımızı süsleyen ve kendine ait bir trend alanı yaratan bi kategoriye dönüştü. Evet, tırnaklarımızı süslemenin, renklendirmenin, güzelleştirmenin yaratıcı bir yolu olsa da; teknikle, inceliklerle ve yaratıcılıkla dolu bir dünya... Nail Artist Özge Dönmez, nail art dünyasına farklı bir gözle bakmamızı sağladı. Tırnakların ve nail art'ın tarihi hakkında bilinmeyenleri, tasarımların inceliklerini, sonbahar ve kış aylarında karşımıza çıkacak trendleri konuştuk ve onun büyüleyici ilham dünyasının derinliklerine indik.
“Nail Art Artist” olarak, bir ressam gibi siz de kendi zanaatınızın ustası ve yaratıcısısınız. Sizin tuvaliniz ise insan tırnakları... Bize kendinizden bahseder misiniz?
Öncelikle öyle güzel ifade ettiniz ki, bu cümleden sonra bile hemen yeni bir nail art tasarımı yapmak için stüdyoma koşmak istedim! Beni en motive eden şeylerden biri; bağımsız nail artistlerin tam olarak ne yaptığının anlaşılmasıdır diyebilirim. Uzun bir akademik eğitim hayatı yaşadım. Türkiye’de İstanbul Üniversitesi, İsveç’te Kristianstad Üniversitesi’nde İşletme okudum. Kendimi bildim bileli kişisel bakıma, özellikle de el bakımına vurgunum. Lisede bile tırnağındaki doğal görünümlü o incecik French’ini okul kurallarına uyduran ama çok çalışkan olduğu için de kimsenin bir şey demediği o süslü öğrenci bendim. Bu sebeple okulum bitince kurumsal kariyer hayatımda da yine kozmetik sektörünü seçmem asla bir tesadüf değildi..
Kurumsal hayata devam ederken nail art ile yolumun kesişmesi ise kendimde görmek istediğim nail artları tasarlamakla başladı. Havayla kuruyan, normal oje olarak tabir ettiğimiz ojelerle ve türlü aksesuarlarla kendime nail art yapmaya başladım. Hayal ettiğim tasarımları hayata geçirmek noktasında havada kuruyan ojeler yetersiz kalınca "jel oje" veya Türkiye’de "kalıcı oje" diye tabir ettiğimiz uygulamalar hakkında araştırmalar yapmaya başladım. Yurtdışında çok beğendiğim nail artist’lerden aldığım jel tırnak eğitimleriyle artık aynı dijital çizimlerimde yaptığım gibi tırnak yüzeyinde de katmanlı çizim yapabiliyordum. Çeşitli aksesuarları da yine tırnaklara uzun ömürlü sabitleyebiliyordum. Çevremdekilerin dikkatini çeken tasarımlarım için talepler almaya başladım. Onların “Özge bundan bana da yap!” teşvikleriyle nail art tasarlamak artık mesleğim olmuştu.
Hobi olarak başladığım oje maceram, tam da bu süreçte bir tutku haline geldi. Aslında şimdi geriye dönüp bakınca seçtiğim her şeyi sanki nail artist olmak için seçmişim gibime geliyor! Şu an Nişantaşı’nda “Nails On!” ismini verdiğim stüdyomda kişiye özel nail art tasarımları yapıyorum. Profesyonel anlamda tam 5 yıl doldu. Aynı zamanda bildiğim her şeyi en güncel haliyle Türkiye’de birebir, yurtdışında online olmak üzere Workshop’lar düzenleyerek öğretiyor, nail artist'lerin profesyonelce var olabilmeleri için onlara mentörlük sağlıyorum.
“
"Nail art, kimi zaman dikkat çeken, kimi zaman gün içerisinde ellerimize baktığımızda enerjimizi yükseltebilen bir güce sahip."
Türkçe olarak “tırnak süsleme sanatı” diyebileceğimiz teknik ve yaratıcılığın bir arada olduğu “nail art” tam olarak nedir?
Nail art, tırnaklarımızı süslemenin, renklendirmenin, güzelleştirmenin yaratıcı bir yolu. Araştırmacı bir nail artist olduğumdan(!) insanlardaki bu güdünün ve mutluluk kaynağının nereden geldiğini elbette sorgulamayacak değildim. Bunun nereden geldiğine dair oldukça enteresan bilgiler var ve bu bilgiler insanoğlunun ellerinin ucundaki bu küçük plağa olan takıntısını alenen gözler önüne seriyor. Üstelik sadece tek bir kültüre de ait değil. Mısır’da arkeologlar tarafından yaldızlı tırnaklarla bulunan mumyalar mı dersiniz, ellerine sürme süren Babil erkekleri mi dersiniz, som altın bir manikür setinin kazılarda bulunması mı dersiniz… Belki de “savaş boyaları” bile tırnağa sürülüyordu kim bilir?! Kırmızı tırnakların sosyal statüsüne değinmiyorum bile... İnsanoğlu tırnak yatağına sürdüğü bir renkle sosyal statü sahibi oldu. Çinliler M.Ö. 3000 yılında ilk 'oje'yi yarattı, kadınlar tırnaklarını yumurta akı, jelatin, balmumu ve çiçek yapraklarından elde edilen boyalardan oluşan bir karışıma batırdı; güller ve orkideler en popüler olanlarıydı. Sonuç, kırmızımsı pembe renkte parlak tırnaklardı.
Genellikle yarı değerli taşlarla kaplanmış dövülmüş pirinç levhalardan oluşturulan son derece dekoratif tırnak koruyucularıyla birlikte giyilen uzun, renkli pençeler; zenginliğin ve sosyal statünün bir göstergesiydi. Yani diyeceğim o ki; nail art sandığımızdan daha fazlasıyken biz bugün kendimizi ifade etmek için nail art'ı ancak tercih edebiliyoruz. Acaba bu bir “Thanks god moment” olabilir mi? Kesinlikle öyle! Bugün; günlük hayatımızda stilimizi yansıtmak için seçtiğimiz kıyafetler, tattoolarımız ve tüm aksesuarlarımız gibi, kendimizi tamamladığımızı hissettiren görünümümlerimizin vazgeçilmez bir parçası nail art. Kimi zaman dikkat çeken, kimi zaman gün içerisinde ellerimize baktığımızda enerjimizi yükseltebilen bir güce sahip. Bazen canınız sıkılır, bir nail art yaptırırsınız, bazen bir nail art yaptırırsınız ama “Just to have fun!” dersiniz. Bunun sebebini ise artık biliyorsunuz. :)
Nail art nasıl yapılıyor? Öncesi ve sonrasındaki aşamalardan bahseder misiniz?
Sadece eğlenmek için nail art yaptırmamızın yanı sıra nail art; manikür uygulamasını da içerdiğinden, sağlığımızla oldukça ilişkili bir sanat. Önceliğim her zaman sağlıklı bir tırnağa uygulama yapmak ve tırnak sağlığının devamlılığını sağlamak. Sağlığından emin olduğumuz tırnaklarımızı nail art'a hazırladığımız aşamaya ise manikür diyoruz. Jel uygulamalar söz konusu olduğunda birçok farklı manikür çeşidi var. Maalesef makineli manikür cihazı kullanarak yapılan her manikür; derin ve agresif bir teknik olduğunu düşündüğüm Rus Manikürü ile karıştırılıyor. Aynı zamanda manikür sadece kütikülleri tamamen ortadan kaldırmak olarak görülüyor. Ben kendi tekniğim ile birleştirdiğim medikal manikür uygulamasını tercih ediyorum. Tırnaklarımızın sağlığından ödün vermeyeceğimiz ve jel için gerekli minimum hazırlıkları içeren bir manikür. Kullanılan tüm araçların steril ve tek kullanımlık olduğu bir manikür… Kütiküllerle barışık ama hala düzenli, temiz bir görünüm... Tüm bunlardan sonra artık gönül rahatlığıyla tırnaklarımızı süslemeye başlayabiliriz. Sonrasında sadece tırnaklarımıza değil, ellerimize de özenle bakmak, kimyasallardan korumak, bolca nemlendirmek gerekiyor.
Kullanılan malzemeler ya da uygulama teknikleri değişiyor mu?
Tırnak endüstrisi de bugün iPhone’larımıza aldığımız bir minik güncelleme gibi aniden değişebiliyor. Ben de tam olarak bu yenilikleri takip etmenin, kullanmanın ve kişilere sunabilmenin büyük hazzı içerisindeyim. Hem teknik, hem sanatsal anlamda uygulayıcıların ve kullanıcıların sağlığını düşünen, çevre dostu, hayvanlar üzerinde test edilmeyen ürünlere artık dünya çapında erişebiliyoruz. Önceden dayanıklılığı ve havada kuruyabilmesi sebebiyle jel yerine akrilik tırnaklar tercih edilirken; kullanıcılar ve uygulayıcılar akriliğin keskin kokusuna tahammül etmek zorunda bırakılıyordu. Ama artık oldukça dayanıklı, kokusuz, kimyasallardan arındırılmış jeller sayesinde tırnaklarımızı güçlendirmek ve süslemekle kalmıyor, tırnak sağlığımıza ve cildimize negatif etkisi bulunan içeriklerden de arınmış oluyoruz. Oje ve jellerin kurumaları için piyasada bulunan düşük dalga boyutuna sahip UV cihazları ve bunlarla uyumlu jeller ve ojeler sayesinde sağlığımızdan ödün vermeden keyifle nail artlarımızı sergileyebiliyoruz. Bunların yanı sıra vegan, HEMA-free ve cruelty-free içeriğe sahip ürünler sayesinde minik patili dostlarımızı da rahat bırakıyoruz; doğayla ve kendi doğamızla da uyum içerisinde olduğumuz yaratıcı bir nail art dünyasına hoş geldik diyebiliyoruz.
Domates, biberli nail artınız ile viral oldunuz? Bu görünüm nasıl ortaya çıktı?
İnanın o videom nasıl viral oldu bilmiyorum. Tamamen eğlence amaçlı bir içerikti ve birden herkes paylaşmaya etmeye başladı. Hayatımda ilk kez Instagram’ın sesli bildirimlerini kısmak zorunda kaldım. Tüm insan hallerine bayılıyorum, bu videoda alıntı yaptığım ses de sanal alemin hırçın ve tahammülsüz tarafına serzenişte bulunan bir kişiydi. Gerçekten üç tane domates, beş tane bibere bile kinlenecek kişiler acaba bunu bir de nail art olarak görseler ne düşünürlerdi diye iç geçirdim. Sonra o anlattı, ben yaptım. Ama video haterların değil, benim gibi insanın her haliyle eğlenebilen kişilere ulaştı. Sanatın absürt yanını seviyorum. Hayal dünyamızı besleyen çoğu şey aslında bu absürtlük.
“
"Sanatın absürt yanını seviyorum. Hayal dünyamızı besleyen çoğu şey aslında bu absürtlük."
Kişisel bir ifade yaratıyorsunuz. Kişi için nail art tasarımlarını nasıl yaratıyorsunuz?
Kişiselleştirilmiş nail art tasarımları söz konusu olunca “independent nail artist” kavramından bahsetmek isterim; yani bağımsız tırnak sanatçılarından. Bu dünyada yan masada manikürünü yaptıran kişinin telefon konuşmasına şahit olmak, dilinizi bilmeyen bir uzmana ne istediğinizi anlatmaya çalışmak, işleminizin bir an önce bitmesi için gergince bekleyen bir diğer müşterinin baskısını derinden hissetmek vb. gibi deneyimlerden tamamen farklı bir pozisyondasınız. Standart ve hızlı çalışma prensibine dayalı tırnak salonlarında yapılan uygulamalardan ayrı olarak bireysel çalışan “bağımsız nail artistler”; kişiye özel nail art tasarımları yaparlar. Dolayısıyla siz benim stüdyomdan içeri girdiğiniz anda artık “SEN” sinizdir. Sevdiğiniz renkler, stiliniz, trendler, bazen kulağınıza iliştirdiğiniz bir küpe, bazen taktığınız bir yüzük, bir çanta her zaman ilham kaynağıdır. Elbette kişilerin neyi beğendiğini anlatmaları ve benim neleri yapabileceğimi söylemem saatlerimizi alabilir. Ben de bu süreci kolaylaştırmak için masamın üstüne kendi nail art tasarımlarımdan oluşan kocaman bir magnet pano koydum. Kişilerden randevularını oluşturmadan önce hangi uygulamanın yapılacağını, ortalama olarak nasıl bir nail art tasarımı istendiğini asistanım ile WhatsApp üzerinden görsel göndererek paylaşmalarını rica ediyoruz. O işleme ve tasarıma ayrılacak gün ve saati kararlaştırıyoruz. Randevu esnasında önceden belirtilen tasarımdan, benim hazırladığım nail art panosu ve renk paletlerinden yola çıkarak neyi istiyorsak onu yapıyoruz ve böylece inanılmaz özgün bir nail art tasarımıyla stüdyodan ayrılıyoruz. Bu süreç tekrar ettikçe kullanıcılar da en az benim kadar konuya hakim olmaya başlıyorlar ve bir sonraki nail art tasarımımızı zaten çoktan belirlemiş oluyoruz. Artık en son modumuz ise şu oluyor, “Özge, sana bırakıyorum, istediğini yap”. Alın size bir özgün nail art tasarımı daha!
Nail art uygulamasında tırnak yapısının etkisi var mı? Protez tırnaklara uygulama yapılabiliyor mu?
Her kişinin tırnak yapısı gerçekten eşsiz; hem yapı olarak, hem de görünüm olarak. Dolayısıyla ihtiyaç duyulan teknik, kullanılması gereken jel tipi ve arzu edilen görünüm kişiden kişiye değişkenlik gösteriyor. Temelde hedefim zarif ve doğal görünümden uzaklaşmadan dikkat çekici ve kişiye özel bir tasarım elde etmek. Örneğin; ince ve kırılgan yapıda bir tırnağınız varsa önceliğim konforlu bir kullanım için tırnakları jelle güçlendirmek oluyor. Hali hazırda güçlü bir tırnak yapınız varsa; ince, ama natural tırnağınızı da koruyan bir şekillendirme yeterli oluyor. Tırnak formunuz aşağı doğru uzamaya meyilliyse onları havaya kaldırıp, estetik bir kanvasa sahip olmadan nail arta başlamamız söz konusu bile olamaz... Dolayısıyla hali hazırda sahip olduğumuz tırnak formumuzu ne kadar iyileştirmek gerekiyorsa, jelle şekil vermeye veya protezle uzatmaya o kadar yaklaşıyoruz.
Kendi tırnağımız da olsa, protez de olsa; tırnaklara iyi bir şekil vermek her zaman önceliğim oluyor. Bu sayede ister düz renk, ister çılgın bir tasarım yaptırın, ellerinize bakmaya doyamayacağınız bir görünüm elde etmiş oluyorsunuz. Düzenli uygulamalarla zamanla tırnak formunuzdaki bazı deformasyonların düzelebildiğini, agresif olmayan profesyonel bir medikal manikürle kütiküllerinizin zamanla hizaya geldiğini gözle görülür bir biçimde fark ediyorsunuz.
Kalıcılığı ne kadar sürüyor? Oluşturulan tasarımların kalıcılığının artması için püf noktalar neler?
Hepimizin günlük hayatımızda ellerimizi kullanma rutinimiz farklılık gösteriyor. Örneğin tırnaklarımızla oynama, ısırma gibi alışkanlıklar, ellerin yoğunlukla kullanıldığı bir mesleğe sahip olma, klavye kullanım şeklimiz bile kalıcılığı etkileyebiliyor. Tüm bunların dışında, özenli bir kullanımda jeller; sekiz haftaya kadar kalıcılık vadediyor. Ancak nail art'ımızın kullanım süresi elbette tırnak uzama hızımıza da bağlı olduğundan, ortalama olarak üçüncü haftanın sonunda uygulamamızı yeniletmemiz veya kullanmaya son vermek istiyorsak profesyoneller tarafından çıkarttırmamız gerekli. Kalıcılığı yüksek bir uygulama için verebileceğim püf noktalar ise uzmanların bilmesi gereken teknik bilgileri içeriyor. Bunun için de workshop’lar düzenliyor ve tüm bu püf noktalara değiniyorum.
Jel/protez tırnak hakkında bilgi verir misiniz?
Protez Tırnak uygulamasının bir diş hekimi tarafından tesadüfen bulunduğunu biliyor muydunuz? 1950’lerde Dr. Frederick Slack isimli bir diş hekimi tırnağını kırıyor. Kırık tırnağının üzerine yapay görünümlü bir tırnak oluşturmak için dental malzemelerinden kendisine yapay bir tırnak yapıyor. Daha sonra 1970’li yılların sonunda Dr. Stuart Nordstrom, bu dental bazlı ürünleri tırnaklarda kullanılabilen bir versiyona dönüştürerek piyasaya sürüyor. Bu sayede kozmetik amaçlı sağlam ve uzun kullanımlı tırnaklar hayatımıza giriyor. Kendisi bugün CND Shellac markasının sahibi. Shellac’ı bilirsiniz, bir dönem herkes sadece Shellac diye bilirdi jel tırnak uygulamalarını… Ama şimdi gel de bul orjinalini… Neyse, diyeceğim o ki, Mısırlılar'dan bu yana bakacak olursak, tırnak endüstrisi hala bizlerin isteklerine yanıt vermek için sürekli çalışıyor. Tekniklerin ismiyse kullandığımız materyallere göre değişiyor. Jel ile uzatıyorsak jel tırnak, akrilik ile uzatıyorsak akrilik tırnak, akrilik ve jel karışımı olan polijel ile uzatıyorsak polijel tırnak ve daha nice sayamayacağım farklı teknik bulunuyor. Jel protez ile doğala en yakın görünümü ve konforlu kullanımı yaratabildiğimiz için jelle yapılan uygulamalar benim de favorim. Uygulamalarda kullanılan tüm materyaller jel. Ojeler, jelllerin renklendirilmiş ve sıvılaştırılmış hali. Hard Gel veya Builder Gel olarak tabir ettiğimiz sert jeller ise daha yoğun kıvamlı, dayanıklı jeller. Bu yüzden tırnaklarımızı uzattığımız protez uygulamalarında veya şekil verme ve güçlendirme işlemlerinde bu sert jelleri kullanıyoruz.
Tam olarak neye ihtiyacınız olduğunu ve nasıl bir görünüm istediğinizi uzmanlara anlatarak teknik kısmın onlara bırakılmasını tavsiye ediyorum. Böylece sizin kendi tırnak yapınıza uygun olan işlem için hangi teknik ve ürün gerekiyorsa o uygulanabilecektir. Elbette tüm tekniklere hakim, profesyonel uzmanlar bunu yapabilecektir.
“
"Farklılığa koşmaktan hiç yorulmuyorum. Bu yüzden kendi renk paletlerimi oluşturmaya ve onlara isim vermeye bayılıyorum."
İşiniz teknik ve yaratıcılığın birleştiği bir alan… Giyilebilir tasarımlar yaratıyorsunuz diyebiliriz. İlham dünyanızı nasıl besliyorsunuz?
Kesinlikle ve öncelikle müzik diyeceğim. Kendimi kaybettiğim bir melodi duyduğum anda aklımdan binbir çeşit renk geçiyor. Sinestezi gibi bir şey. Bunun dışında yaklaşık 17 yaşımdan beri sıklıkla seyahat ediyor ve gittiğim her yerde makro çekim fotoğrafçılık yapıyorum. Gözlem gerektiren bir hobi. Gözlem yaptıkça detayları farkediyorsunuz, ama detaylarda kaybolmak değil aksine kendimi bulmuş gibi hissediyorum. Görsel bir şölen görmek istiyorsanız, doğaya kendi perspektifinizle yakından bakmayı deneyin. İnsan gerçekten hayret ediyor! Kısacası benim için sonu olmayan iki ilham kaynağı, müzik yanına da biraz detay, biraz derinlik.
Severek yaptığınız nail art tasarımları hangileri?
HER ŞEY! Birçok farklı teknikte nail art yapıyorum; sade çizgisel çizimlerin yanı sıra sulu boya, karakter çizimleri, stamping vb... Ama kalbimin bir köşesinde 3D tasarımların yeri hep ayrı diyebilirim. Tırnakta görsel illüzyon yaratacak efektler ve aksesuarlar vazgeçilmezim. Bu sebeple 3D tasarımlar en sevdiğim... Sosyal medyada paylaştığım çoğu tasarımda kullandığım renk numarası soruluyor. Ama çoğunlukla kullandığım renk, tek bir renk değil. Efekt yaratmayı ve renklerin yansımalarını kullanmayı seviyorum. Farklılığa koşmaktan hiç yorulmuyorum. Bu yüzden kendi renk paletlerimi oluşturmaya ve onlara isim vermeye bayılıyorum. Örneğin “Pink Moon” isimli bir renk yaratmıştım. Pembe cam rengi bir oje, cat eye efekt ve üzerinde krom yansıması olan. Biz Pink Moon’u deneyenler olarak pembe bir ayın varlığına gerçekten inanıyoruz, bu şekilde çok eğlenceli ve eşsiz oluyor.
Son günlerin tartışmalı konularından biri erkeklerde nail art. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Erkeklerde renkli tırnaklar yeni gördüğümüz bir şey değil aslında... David Bowie, Kurt Cobain gibi efsaneler bunu onlarca yıl önce yapıyordu. Zevkler ve renkler tartışılmaz elbette ama bizim için hala alışılmışın dışında bir şey gibi gözükse de, erkeklerde de nail art'ın inanılmaz cool durabileceğine dair birçok örnek var. Seal’ın neon ojeleri, Johnny Depp’in bordo ve mavileri, Keanu Reeves’ın siyahı, Neil Patrick Harris’in kırmızısı… “Peki ya Brad Pitt?!” derseniz; evet o da var! Bana sorarsanız hepsinin bu kadar cool olması bir tesadüf değil.
Alışılmışın dışında olmak özgüven işi… O yüzden kesinlikle tesadüf olduğunu düşünmüyorum. Şimdilerdeyse; özellikle 2019 ve sonrası yıllardan bahsediyorum, bu işin erkekler arasında da çılgınlaştığına şahitlik ediyoruz. Harry Styles’a, Fedez’e , ASAP Rocky’e baksanıza! Artık erkeklerin de tek bir renk yerine stillerini tamamlayan oldukça cesur nail art tasarımlarıyla kendilerini ifade etmekten büyük zevk aldıklarını biliyoruz. Hatta bazı yıldızların, kendi oje markalarını ve renk paletlerini çıkardıklarını da görüyoruz. Tamamen kişisel bir ifade biçimi olarak görüyorum. Nail art kullanan erkeklerin röportajlarını okumayı çok seviyorum. Bizim fikrimizden daha çok, nail art kullanmayı seven kişilerin fikirleri merak konum... Bunu bir Nail Artist olduğum için değil, farklı fikirleri ve zevkleri keşfetmeyi sevdiğim için yapıyorum. Bunun da benim için bir ilham kaynağı olduğunu biliyorum. ASAP Rocky’nin bir röportajını okumuştum ve çok hoşuma gitmişti. ASAP-Rocky’e Nail Art hakkında ne düşünüyorsunuz diye sorduklarında; "Erkeklerin de kadınsı hissetmeden nail art yaptırabilmeleri gerektiğini düşünüyorum" demiş. Bunun yanı sıra Bad Bunny ise; “İnsanlara, 'Hadi, tırnaklarınızı boyayın, şunu veya bunu yapın demiyorum. Basitçe diyorum ki, sizi mutlu eden şey neyse onu yapın ve kendinizi asla sınırlamayın." diyor. Ben kendim ne düşündüğümünden ziyade kullanıcıların fikirlerini de paylaşmak istedim. Çünkü nail art kişiseldir; tartışılmaz, yaşanır!
“
"Tırnaklar, doku oluşturmak için geleneksel olmayan metotlarla 3D eklemeler, değerli taşlar ve aksesuarlar dahil olmak üzere çeşitli dokularla kaplanacak."
Nail art söz konusu olduğunda sonbahar ve kış aylarında karşımıza hangi trendler çıkacak?
Kesinlikle dokunduğumuzda varlığını hissettiren “tactile” tasarımlar göreceğiz. Tırnakta da (acaba her şeyde olduğu gibi midir bilmem!) maksimalistliğe gidiyoruz. Tırnaklar, doku oluşturmak için geleneksel olmayan metotlarla 3D eklemeler, değerli taşlar ve aksesuarlar dahil olmak üzere çeşitli dokularla kaplanacak. Süslemeler ve “cat eye” gibi doku efektli ojeler ile “Duyusal Tırnak” trendinin 2023 ve 2024 yılında da parmak uçlarımızda hareketlenmesini bekleyebiliriz.
3D tasarımlarla birlikte küresel olarak Nail Art aşıklarının gerçekten imza tasarımlarla dolaştığına şahit olacağız. Siz de nail artist’inizden her iki elinizin bir parmağına bu süslemelerden yapmasını isteyerek bu trendi kendiniz için giyilebilir bir hale de getirebilirsiniz; benden minimalist nail art severlere bir tavsiye. Ayrıca onlarca yıldır birçok nail artist’in çekmecesinde bulunan ama kullanmadığı krom pudraları lütfen gün yüzüne çıkaralım. Hailey Bieber’ın öne çıkardığı, “Glazed” adını verdiği ve tek renk severlerin bile dikkatini çekmeyi başardığı krom yansımalara sahip inci tozlara da henüz doyamadığımız için, tırnaklarda sıklıkla krom yansımaları göreceğiz.
Bunun dışında tırnaklarımızın uçlarında görmeye alışık olduğumuz, AirBrush kullanarak yapılan “Ombré” trendini “Central Ombrè” ye çeviriyoruz. Ombreler bu sefer uçlarda değil tırnaklarımızın ortasında olacak. Daha sayamayacağım birçok trend var ama son olarak beni de hipnoz eden ve yapmaya doyamadığım metal akımına değinmeden edemeyeceğim! Eritilmiş metal görünümler ve yanardöner gümüş kaplamalar ile tırnaklara bu dünyanın dışında, sanal gerçeklik hissi vereceğiz. Krom tozlarının ve erimiş metallerin hüküm sürdüğünü görmeye devam edeceğiz ve bu trendin; gelecekte ivme kazanacağına yemin edebilirim ama ispatlayamam diyor; konuyu sonlandırıyorum.
Nail art uygulamasında nelere dikkat edilmeli?
Tırnak sağlığınızı önemseyen, profesyonel kişilerle çalışılması bence en önemlisi. Bunun dışında sadece tırnaklarımızı değil , ellerimizi özenle kullanmak; jel uygulamaları üçüncü veya maksimum dördüncü haftada yeniletmek veya yeniletmeyeceksek mutlaka profesyonel bir şekilde çıkarttırmak gerekiyor. Tüm bunlara dikkat ettikten sonra işin en eğlenceli kısmına artık geçebiliriz, bkz. ART!