Girls dizisinin, kilolu olmanın normal ve hatta cool olduğunu vurgulaması; popüler kültürün “zayıf olmalısın!” dayatması kadar can sıkıcı olabiliyor. Feministlerin bile kafasını karıştıran başka bir mesele daha dahil bu ikisine şimdi. “Kıldan tüyden muhabbetler bunlar” demeyin! Ağda yaptırmadan önce beni bir dinleyin.
Yıldız'la samimiyet sınırları esnek bir ilişkimiz var. Ayda bir defa görüşüyoruz. Odası bir hastaneyi andırsa da, sakinliği ve profesyonelliği ortama sıcak bir hava katıyor. Olan bitenin bana acı verdiğini söylemeliyim. Fakat bunu bir işkence olarak görmüyorum. Ne kadar kısalarsa, acı o kadar azalıyor. İşte bu yüzden Yıldız'la ilişkimizi rutine oturtmak ikimiz için de kolay oluyor. Yani demek istediğim; “kasıklarım pürüzsüz.” Çünkü cevabı basit; güzellik uzmanı Yıldız'ın “bikini bölgesi” olarak adlandırdığı “o” bölgede kıl-tüy olmasından hoşlanmıyorum.~
ATAERKİL MESELESİ
Lütfen feminist isyan çığlıklarına başlamadan dinleyin: Çünkü ben ataerkil düzenin kurbanı değilim. Tüysüz bir vajina istememin sebebi birlikte olduğum erkeği mutlu etmek de değil. Havva'nın günahlarını acı çekerek taşıma isteği hiç değil. “Özel” bölgemin kel olmasını istiyorum; çünkü bu sadece benim seçimim. Nokta. Bir erkek sizi istiyorsa eğer, tüylü de olsanız tüysüz de, fark etmez. Bir gün bu konudaki faşist tercihlerini dile getiren biriyle karşılaşırsanız, tavsiyem bir ağdacıya gitmeniz değil; bizzat onu ellerinizle bir psikiyatra teslim etmeniz gerektiği olur. Kıl tüy deyip geçeceğiniz bir muhabbetin anne karnına kadar indiğine şaşırabilirsiniz! Psikiyatrın koltuğundaki siz de olabilirsiniz yalnız, aman dikkat! İşin politik kısmına girip meseleyi kökünden sonlandırmaya hiç niyetimin olmadığını söyleyeyim önce. Sonra Yıldız'ın operasyonundan daha fazla acı veren konuya geçeyim: Görünen o ki, vücudunuzdaki tüyleri almanız, sizi kötü bir feminist yapıyor. Kendinizi feminist olarak görüyorsanız tabii... Fakat lütfen, “bir yerlerimin” sizi neden ilgilendirdiğini bir kere daha hatırlatın bana. Ama önce isterseniz ben size, hükümetin bacak aramıza girmesine nasıl sinirlendiğimizi hatırlatayım. “Benim bedenim, benim kararım”: Bu size bir şey ifade ediyor mu? Hatırlamakta güçlük çekerseniz, Instagram'da ve Twitter'da aynı hashtag'le yayınlanan fotoğraflara göz atabilirsiniz.
Yazının devamını yarın burada bulabilirsiniz.
SILA GÜVEN
