TÜKENMİŞLİK SENDROMU VE STRESSAVAR ÖNLEMLER!

Stresle başa çıkabilirsiniz!

ELLE ONLINE ELLE ONLINE 27 Mayıs 2013
TÜKENMİŞLİK SENDROMU VE STRESSAVAR ÖNLEMLER!
Çalışan insanların özellikle de kadınların yüzde 80'ninde görülen Tükenmişlik Sendromu, sadece “Muhteşem Yüzyıl” dizisinin başrol oyuncusu Meryem Uzerli'nin sıkıntısı değil. Bu sendromun en birinci nedeni ise, hiç kuşkusuz stres ve stres kaynaklı septomlar... İşte, aşırı stresten meydana gelen durumlar ve onlarla başa çıkma yolları!


~


Stresin aslında iyi bir sonuç olduğunu unutmamamız gerek; vücudumuza salgıladığı ünlü kortizol hormonu “atağa” geçmemize destek oluyor. Ama stres arttığında ya da kronikleştiğinde bu hormonun yararları da azalıyor. Stres sonucu üretilen tüm maddeler (kortizol, adrenalin, sitokin vb.) kanda ve organlarda artış gösterdiğinde, hücrelerin dengesi bozuluyor. Böylesi durumlarda üst deride yaralar oluşuyor, baş derisinde iritasyonlar baş gösteriyor, kilo alışverişleri ortaya çıkıyor. Bazı durumlarda bağışıklık sistemi iyice zayıflıyor, zona ya da herpes virüsüne bağlı başka döküntüler meydana geliyor. Çoğunlukla, son derece hareketli günler geçirdiğimiz dönemlerde ortaya çıkan kriz anlarında, strese bağlı atakların arttığını düşünüyoruz. Oysa işin aslı öyle değil. “Böyle düşünmemizi gerektirecek hiçbir neden yok, ama özellikle o dönemlerde bu ataklardan daha sık söz ettiğimiz de bir gerçek” diyor cilt nörobiyoloji laboratuarı sorumlusu Dr. Laurent Misery. “Çalışan ve aile hayatında çok fazla sorumluluk yüklenmiş kadınların diğerlerinden daha sık bu rahatsızlıklara yakalandığını söylemek zor. Hatta genellikle tam tersi bile geçerlidir diyebiliriz, çünkü ruh sağlığı açısından fazla sorumluluk sahibi olmak, hiç sorumluluk almamaktan daha iyi kabul edilir” diye ekliyor Dr. Misery. Misery'e göre, nörolojik yolla oluşan maddeleri ve vücuda etkilerini giderek daha iyi tanıyoruz. Bu etkiler yeni değil, ancak günümüzde onları daha yakından inceleme fırsatına sahibiz.


~


Peki ama ne oluyor da bir anda yanaklarımıza ateş basıyor ya da saçlarımız dökülüyor? “Bunun farklı gerekçeleri var; kişilik yapısı, daha hassas nörotransmitterler vs... Stres, varolan bazı sorunların daha ağır biçimde ortaya çıkmasına vesile oluyor. Herkesin hassas dönemi de, yaşamda karşılaştıklarına göre değişiklik gösteriyor” diyor Dr Misery. İşte stres nedeniyle başımıza gelenlerin listesi...


~


BAŞIM KAŞINIYOR


Stres, bağışıklık sistemini zayıflattıkça, baş derisindeki florada artış oluyor. Bu da baş derisinde kepek yapan mantarımsı bir enfeksiyona yol acıyor.


Çözüm: Saç derisine yüksek ısıda fön tutmamak, saç şekillendirici ürünleri deriye değdirmemek, dip boya yaptırmamak (balyaj, röfle gibi işlemleri tercih edebilirsiniz). İritasyonu bitki bazlı ve/veya sakinleştirici etkili ürünlerle yatıştırmanız mümkün.


~


SAÇLARIM DÖKÜLÜYOR


Yoğun saç dökülmesi, stresin çok yoğun yaşandığı kriz anlarını takip eden üç ay içinde ortaya çıkıyor. Eğer böylesi bir durum yani sinir sistemi ve nörotransmitter kaynaklı bir dökülme olduğundan eminseniz, bunun normal olduğunu bilmelisiniz. “Stres, denge bozan bir unsur sayılır, ama tek başına saç dökülmesine yol açtığı söylenemez” diyor saç derisi uzmanı Dermatolog Dr. Jean-Albert Amar. Özetle stresin yoğun olduğu dönemlerde saç kökleri daha hassaslaşıyor.


Çözüm: Demir ve protein ağırlıklı bir beslenmenin yanı sıra, amino asitler ve vitamin kürü gerekiyor.


~


CİLDİM YANIYOR


Rahatsızlık hissi, kızaran bir cilt... Öfke ataklarına göre bu sorunlar oluşup ortadan kaybolduğunda, stres dalgalarıyla karşı karşıyayız demektir. Paniğe gerek yok; bu patolojik bir sorun değil; sadece cildin epidermis tabakasının yaşadığı geçici bir sıkıntı. Pek çok araştırma cildin, nasıl ve neden kendini ifade etmeye çalıştığını ortaya koyuyor. Dr. NoceÅLra, stresin glukokortikoid salınımını artırdığını, bunun sonucu olarak bağışıklık sisteminin, lipid sentezinin ve hücre yenilenmesinin azaldığını belirtiyor. Böylece cilt bariyeri hassaslaşıyor, nem kaybediyor, pullanıyor. Buna, enflamasyonu destekleyip damarları genleştiren nörotransmitterlerin artışı da eklenince özellikle yanaklarda kızarmalar meydana geliyor.


Çözüm:
İlk olarak cildi yumuşatma özelliği bulunan nemlendirici bir krem uygulamanız gerek. Daha sonra, uygun aktiflerle cildi yumuşatmalısınız.


~


SİVİLCELERİM ÇIKTI


Yetişkin kadınlarda stresle ve akne oluşumu arasında kanıtlanmış bir bağ olsa da, anksiyete atakları sırasında sebum üretiminde artış gözlendiği, bunun da yağlı ciltlerde sivilce oluşumuna zemin hazırladığı kabul ediliyor. Dr. Misery'ye göre androjen ve kortikosteroid gibi hormonlar belirleyici rol oynuyor çünkü stres ataklarında, kandaki bu hormonların miktarları gözle görülür bicimde artıyor. Buna bir de enflamasyon, hücre üretiminde azalma ve cilt yüzeyinde biriken ölü hücreler eklenince, sivilceler ortaya çıkıyor.


Çözüm: Cildi iyice temizledikten sonra, salisilik asit içeren bir losyon uygulamanız gerek. Bu asit, cildi ölü hücrelerden arındırırken anti enflamatuvar bir etki gösteriyor.


~


KARNIM ŞİŞİYOR


Yani halk arasındaki yaygın deyimiyle, şişiyoruz. “Stres yaratan her şey bağırsakları etkiliyor” diyor Dr. Louis Berthelot ve Jacqueline Warnet. Peki, ne oluyor? Stres, adrenalini artırıyor, bu da magnezyum üretimini ürkütüyor. Oysa magnezyumun bağırsak florası üzerinde ciddi bir etkisi var. Eksikliği, hazım zorluğu ve şişmeler yaratıyor.


Çözüm: Magnezyum zengini suları bolca tüketmek gerek. Bitter çikolata ve badem tüketmek de faydalı. Probiyotik yoğurtlar ve kefirse bağırsak florasını düzenlemeye destek oluyor.


~


İKİ KİLO ALDIM Yoğun stresli zamanlarda bu acıyı yaşamayan var mıdır? Beslenme uzmanı Dr. Catherine Serfaty-Lacrosnie`re'e göre, metabolizma değişiklik gösterdiğinde, kilo almak son derece normal. Vücut ani olarak yüksek miktarda kortizol hormonu salgılıyor, bu da yağ depolanmasını kolaylaştırıp yağ kırma özelliğine sahip lipoliz oluşumunu azaltıyor. Üstelik bu kadarla da kalmıyor; bu hormon insülin ve serotonin salgılama dengesini bozup şeker depolanmasını destekliyor. Sonuç olarak daha çok yeme ihtiyacı doğuyor, bu da tartıya derhal yansıyor. Stresin yoğun yaşandığı dönemlerde kilo vermek kimyasal bir değişim nedeniyle değil; psikolojik hal nedeniyle baş gösteren iştahsızlıkla ortaya çıkıyor.


Çözüm: Stresli dönemlerde yağlı ve şekerli yiyeceklere düşkünlüğümüz artıyor, kabul; ama iştahınızı bir meyveyle, meyveli içecekle, bademle bastırmayı tercih etmeniz gerek. Akşam saatlerinde tam tahıllı ürünler, süt ürünleri, serotonin salgılanmasına destek olan triptofan zengini besinler tüketmek de yararlı.


~


GÖZ ALTINDA TORBALAR VAR


Stres, göz altılarında torba ve morluk oluşumuna doğrudan etki etmese de uyku düzenini bozarak, dış görünüş üzerinde varlığını hissettiriyor. Stres seviyesi arttığında kortizol seviyesi yükseliyor, serotonin düşüyor ve uykuya dalmak zorlaşıyor.


Çözüm: Beslenmeyle ilgili biraz önce okuduğunuz öneriler aynen geçerli. Ek olarak, protein tüketimini minimuma indirmek gerekiyor. Çünkü protein, kendimizi çok formda hissetmemize destek olan dopamin üretimini artırıyor. Özetle uykuya ihtiyaç azalıyor.


~


TIRNAKLARIMI YİYORUM


Tıp dilinde “onikofaji” olarak bilinen tırnak yeme alışkanlığı, örneğin Fransızların yaklaşık ücte birinin sahip olduğu bir kötü huy. Tıpkı şeker emmek ya da sigara içmek gibi tırnak yemek de, kişiye üzerindeki baskının hafiflediğini hissettiriyor. Bu tamamen ağız yolu refleksi olarak tanımlanıyor. Sorun, yenmiş tırnaklar hiç de hoş görünmüyor ve bu durum, daha çok stres yaratıyor.


Çözüm: Yoga yapmak, sakinleşme teknikleri uygulamak, doğru beslenme, ek gıda takviyesi gibi evrensel stres azaltıcıların yanı sıra; acı ojeler de kötü tatları sayesinde tırnak yeme alışkanlığının caydırıcı unsuru olabiliyor.

SON HABERLER

Dergide Bu Ay

ELLE Nisan Sayısı Çıktı!

ELLE Nisan Sayısı Çıktı!

Yeni sayımızın kapağında oyuncu Hazar Güçlü var.

BU SAYIDA NELER VAR?

E-Bülten Aboneliği

E-bültenimize şimdi abone olun,
magazin dünyasındaki tüm gelişmelerden anında haberiniz olsun.