Karl Lagerfeld’in yıllar boyunca inşa ettiği güçlü imaj, çoğu insan için tanıdık: siyah gözlükleri, beyaz atkuyruğu, yüksek yakaları ve sert duruşu… Fakat bu ikonik görünümün ardında nasıl bir insan vardı? Yönetmen Nick Hooker’ın yeni belgeseli “Karl” tam da bu soruya yanıt arıyor. Telluride Film Festivali’nde dünya prömiyerini yapan belgesel, Lagerfeld’in Almanya’da başlayan çocukluğundan Fransa’da Balmain, Patou, Chloé, Fendi ve Chanel gibi yüksek moda markalarına uzanan hayatını anlatıyor. Ancak “Karl”, sadece bir moda kariyerine değil, Lagerfeld’in çevresiyle kurduğu ilişkiler üzerinden kişisel dünyasına da odaklanıyor.
Filmde Lagerfeld'in uzun yıllar birlikte çalıştığı ses direktörü Michel Gaubert, Chanel’in iletişim sorumlusu Marie-Louise de Clermont-Tonnerre ve sahne tasarımcısı Stefan Lubrina gibi isimler, Lagerfeld’le olan deneyimlerini paylaşıyor. Ayrıca Tilda Swinton, Lily-Rose Depp ve Tom Ford gibi tanıdık yüzler de bu hikayeye anılarıyla katkıda bulunuyor. Yönetmen Hooker, Lagerfeld’i daha yakından tanımak için onun yakın çevresiyle yıllarca süren görüşmeler yapmış. Bu sayede belgesel sadece moda dünyasının değil kişisel anıların ve duyguların da izini sürüyor.
Karl Lagerfeld, 2007, Getty Images
Belgesel, Lagerfeld’in 1983’te başına geçtiği Chanel’de yaptığı büyük dönüşümü de gösteriyor. O dönemde zamanın gerisinde kalmış bir marka olarak görülen Chanel’i yeniden güncel ve etkili bir modaevine dönüştürmesi, onun vizyonunun en güçlü örneklerinden biri olarak öne çıkıyor. Lagerfeld’in sadece ne yaptığını değil nasıl biri olduğunu anlamak isteyenler için "Karl", samimi ve içten bir portre sunuyor gibi görünüyor. Moda tarihine damga vurmuş bir ismi ilk kez bu kadar kişisel bir hikaye içinde izleyeceğiz belli ki.