TANIŞTIRALIM: EL PANCHO

Yeni karakterimiz El Pancho'dan yaza özel tavsiyeler..

ELLE ONLINE ELLE ONLINE 05 Temmuz 2019
TANIŞTIRALIM: EL PANCHO

Ediz Anavi ve Türker Akman'ın yarattığı karakter olan El Pancho yaza özel eğlenceli tavsiyeleri ile bir anda hayatımıza girdi. Kaslı diyemeyeceğimiz vücudu, bıyıkları ve kendinden emin duruşu ile bize plajda cool olmanın yollarını anlatıyor. Elbette kendi üslubuyla.. 

Bizi güldüren bu adamı yakından tanımadan olmaz dedik ve Pomus Creative ve Papier Atelier ortak yapımı stop-motion filmin arka planında ne olduğunu yaratıcıları Eniz Anavi, Türker Akman ve Deniz Yılmaz ile konuştuk. 

ELLE:  Sizi şimdiye kadar yaptığınız hangi işlerden hatırlayabiliriz? 

Ediz Anavi: Barber’s Cut stop motion alanında çektiğim ilk kısa film. Şu zamana kadar yurt dışında 20’den fazla festivale kabul oldu ve ödül aldı. Bunun yanı sıra Sabiha Gökçen’in 10. Yıl filmi, Afife Tiyatro Ödülleri gecesinin açılış filmi ve en son iPhone ile çektiğimiz IKSV Caz Festivali filmi oldukça ses getiren projelerdi.

Türker Akman&Deniz Yılmaz: Bizi daha çok kağıttan yaptığımız heykel ve yerleştirmelerle hatırlayabilirsiniz. Onun dışında, kendi işlerimizi daha iyi anlatabilmek için stop-motion videolar hazırlamaya başladık. Ediz ile de o sırada tanıştık ve belirli teknikleri kullanarak daha kapsamlı ve büyük prodüksiyonlar oluşturmaya başladık. Sosyal medya için çektiğimiz 10 Kasım videoları, Afife Jale Tiyatro Ödülleri açılış filmi ve Sabiha Gökçen 10.Yıl filmi ortaklaşa gerçekleştirdiğimiz projeler arasında.

ELLE: El Pancho nasıl bir karakter, hayatımıza neden girdi? 

E: Herhalde çoğumuz yaz aylarına girmeden hemen önce etrafımızda “Kendimi yaza hazır hissetmiyorum” cümlesini sıkça duyarız. El Pancho da aslında tam olarak bu konuya bir çözüm getirmek ve bu çözümü daha eğlenceli bir yolla bize anlatmak için hayatımıza girdi. El Pancho; Meksika’da insanların tanımadığı kişilere seslenmek için kullandığı bir ithaf biçimi. Bizdeki, “Kardeş, bir bakar mısın?” söyleminin bir nevi karşılığı. Bu sebeple isminden de anlaşılacağı gibi karakterimiz oldukça sevecen ve cana yakın biri. 

T&D: El Pancho geçen yaz yaptığımız Meksika seyahati sırasında kafamızda canlanan bir karakter. Maço görünümünün altında sevecen ve iyi niyetli biri. Meksika ile aramızda bu kadar çok mesafe olmasına rağmen, oradayken hissettiğimiz sıcakkanlı Akdeniz ruhu bu karakterin oluşmasındaki en önemli faktör bize göre.

ELLE: Çekimin hazırlık aşamasında neler oldu? Bu süreçte hayatınızı kolaylaştıran araçlar / uygulamalar hangileri?

T&D: Önceki tasarladığımız karakterlerin tasarım ve ön çizimlerini geleneksel yöntem ve malzemelerle hazırlıyorduk. Bu durum da, sürekli stüdyoda olmayı gerektiriyordu. Bu çalışma için daha mobil olmamız gerektiğinden iPad Pro ve Apple Pencil ile çalışmayı sürdürdük. Dijital olarak farklı kalem ve renk seçenekleriyle kolaylıkla bu projenin karakter tasarımını gerçekleştirdik. 

E: Sanırım stop motion filmlerin ortak özelliği aylarca süren ön hazırlık süreçleri. Filmi çekmeden önce her türlü detayı düşünüp filmin çekim zamanı geldiğinde filmi çoktan kafanızda bitirmiş olmanız gerekir. Aksi takdirde çekim sırasında oldukça zorlanırsınız. MacBook Pro ile Dragonframe programı bu süreçte kullandığımız donanım ve programlardan en değişilmez olanları. Onun haricinde kamerasından ışık ekipmanına kullandığımız bir sürü farklı donanım ve uygulama var. 

ELLE: Çizim teknikleri nasıl evirildi? Siz hangi yöntemlerle çizim yapıyorsunuz? 

T&D: Daha önce, eskizleri kâğıt üzerine çizerken bu projede eskizlerin tümünü iPad Pro’da çizerek karakterimizin ve diğer detayların hayata geçmesine tanıklık ettik. Sürecin en keyifli kısmıydı. Ayrıca dijital çizim, editlemeye ve modifikasyona çok açık olduğu için daha esnek çalışmamızı sağladı.

ELLE: Diğer işlerinize baktığımızda kâğıdın başrolde olduğunu görüyoruz… Çalışması oldukça meşakkatli görünüyor.  Kağıtla çalışmanızın felsefesi nedir? 

 T&D:

Kağıtla çalışmak sabır ve ince çalışmayı gerektiriyor bu yüzden biraz “deli işi” gibi bakılıyor :) Bunun yanında kâğıdın, günlük hayatımızda devamlı karşılaştığımız bir malzeme iken başka bir şeye evrilmesi ve bir karakter haline gelip hayat bulması ona değer katıyor. Bu da kâğıt ile çalışmamızın en büyük sebebi. 

ELLE: Videoları izlerken arka planı hayal ettiğimizde oldukça kalabalık ve özenli bir ekip olduğunu görüyoruz kaç kişisiniz sahi, nasıl bir iş bölümü var? 

E: Bu proje özelinde toplamda 15 kişilik bir ekiptik. Tabii ki bu sayı projeden projeye değişiyor ama tek değişmeyen şey işine gerçekten inanan ve süreçten keyif almayı bilen insanlarla beraber üretiyor olmamız. 


ELLE: Üretim ve yaratım sürecinizde hangi aşamalardan geçiyorsunuz, neler oluyor o günlerde?

E: Türker’le beraber yaptığımız projelerin tamamı kâğıttan. Bu sebeple doku ve hissiyat olarak izleyiciyi farklı bir dünya ile buluşturuyoruz. Bu dünya içinde kimi zaman duygusal kimi zaman da eğlenceli konuları işliyoruz. Fakat her şeyin ötesinde sanırım ikimizin de ana amacı izleyiciler ile beraber bir hayal dünyasına yolculuk yapmak. 

ELLE: İşin hangi aşamasında duygusal tatmin yaşıyorsunuz?

T&D: Sürecin en başı ve sonu çok etkileyici. İlk olarak bir hayalle başlıyor her şey, onu kafanda tasarlayıp detaylarını oluşturmak ve son olarak projenin tamamlanıp hayata geçtiğini görmek tatmin edici.

E: Neredeyse işin her aşamasında diyebilirim. Örneğin hayalini kurduğunuz bir karakterin sanat ekibi tarafından tasarlanıp hayata geçirilmesi, o karakterin animatörün eline geçip hareket etmeye başlaması ve son olarak izleyiciyle buluşması tümüyle büyülü bir süreç.

ELLE: Hatırladığınız ilk stop motion film hangisiydi? 

E: Nickelodeon’da “Prometheus and Bob” adında kısa film serileri vardı. Dünyayı ziyaret eden bir uzaylının bir mağara adamını eğitmeye çalıştığı eğlenceli bir seriydi.

T&D: İlk hatırladığım stop-motion efektleri Tim Burton’ın Beetlejuice filminde görüp çok etkilenmiştim. O yıllarda nasıl yapıldığını aklım almamıştı; daha sonra yapım aşamalarını izleme fırsatım oldu daha da çok etkilendim bu sayede.

ELLE: Size ilham veren favori stop motion filmleriniz hangileri?

T&D: Ru Kuwahata ve Max Porter’ın yönettiği Negative Space ve Kubo and the Two Strings favorilerimiz. 

E: Kısa film kategorisinde PES’in (Adam Pesapane) filmlerini çok severim. Uzun metrajda ise Wes Anderson’ın Fantastic Mr. Fox ve Isle of Dogs filmleri favorimdir.



ETİKETLER
SON HABERLER

Dergide Bu Ay

ELLE Nisan Sayısı Çıktı!

ELLE Nisan Sayısı Çıktı!

Yeni sayımızın kapağında oyuncu Hazar Güçlü var.

BU SAYIDA NELER VAR?

E-Bülten Aboneliği

E-bültenimize şimdi abone olun,
magazin dünyasındaki tüm gelişmelerden anında haberiniz olsun.