KÖTÜ HİSSETMEYİ BIRAKIN!

Suçluluk duygusu potansiyelleri...

ELLE ONLINE ELLE ONLINE 19 Haziran 2013
KÖTÜ HİSSETMEYİ BIRAKIN!
Suçluluk duygusu; kıskançlık kadar yıpratıcı, mide bulantısı kadar bezdiricidir. Ama çoğu davranışlarımızın arkasındaki itici güç ve birçok sohbetin ana konusudur aynı zamanda. Bazılarımız ona bağışıklık gösterecek kadar şanslıyken; çoğumuz daha iyi bir insan olma umuduyla suçluluk duygusu bağımlısı oluyor. Sonuçta hepimizin istediği daha iyi bir insan olmak, öyle değil mi? Ama çoğumuz tıpkı toplantı masasında en son çıkan deterjanı tartışan pazarlama uzmanları gibi, kendimizi insafsızca eleştiriyoruz. Ambalajın daha parlak; davranışların daha etkili olması gerektiğine karar veriyoruz. Çünkü bizim için erkeklerin aksine, işimizi iyi yapmak yeterli olmuyor. Aynı zamanda çekici olmamız, kolumuza doğru çantayı takmamız, iyi bir anne, iyi bir sevgili olmamız gerekiyor. Egzersiz yapmamız; buğday, süt ürünleri ve alkolden uzak durmamız gerekiyor. Dişlerimiz bembeyaz olmalı; bunun yanı sıra otomobiller hakkında da bilgili olmamız lazım.


~


Fakat bu mükemmeliyetçilik kültünü kendimiz besledik. Şimdi de suçluluk duymadan bir adım atamıyoruz. Bir suçluluk duygusu bağımlısı olarak benim için her gün, üçayaklı koşu gibidir. Uyuyakalmaktan, bir gün izin kullanmaktan, sahip olduğum giysilerin sayısından, abuk-sabuk televizyon programlarını izlemekten, dün gece çok içmiş olmaktan, annemi geri aramamaktan, düşüncesiz bir arkadaş olmaktan, süt kartonunu geri dönüşüm kutusuna atmamaktan ve komodinimin üzerindeki okunmamış kitaptan suçluluk duyuyorum. Neslimdeki birçok kadın gibi, suçluluk duygusu hayatıma dahil ettiğim keyiflerin bedelini oluşturuyor. Ama bu davranışım başkalarını; daha da kötüsü beni bunaltıyor.


~


SUÇLU HİSSETMEK, BİR LÜKSTÜR!


Kendimi cezalandırmamım altındaki nedenler daha önemli olsaydı, bu davranışım onurlu olabilirdi. Kim bilir belki dünyadaki çaresiz ve muhtaç insanlar için endişe duysaydım. Ama çoğu kadın için günlük suçluluk duygusunun ana nedeni; akla gelebilecek en yüzeysel konuyla yani fiziksel görünümle ilgilidir. Bazı insanlar için aynaya bakmak; acı, pişmanlık uyandıran bir sohbet haline geliyor. “Daha fazla uyumam, alkolü kesmem, kahveyi azaltmam, kuaföre gitmem, daha iyi bir günlük bakım kremi seçmem, kaşlarımı almam ve yaşlanmaya karşı bir şeyler yapmam gerekiyor” diyor 36 yaşındaki avukat yardımcısı Jessica Edwards. Bir dereceye kadar kendimizi suçlamaktan keyif alıyoruz, tıpkı Kate Moss'un plaj görüntülerini incelemekten aldığımız gibi. Hak ettiğimiz cezayı bulmak için çok çaba harcıyoruz.


~


 Kendimize uygun gördüğümüz miktardan bir adet fazla bisküvi yediğimizde, üçüncü bir kadeh şarap içtiğimizde ya da egzersizi atladığımızda bundan ders çıkaracağımızı umuyoruz. “Aslında yanılıyoruz. O brownie'den vazgeçseniz bile Kate Moss gibi görünmeyeceksiniz. Günümüzün kadınları için bu düşünce sürecinin acizliği kabul edilemez. Suçluluk duygusunu bir bahane olarak kullanıyorlar” diye açıklıyor psikolog Dr. Dorothy Rowe.


~


AKŞAMDAN KALMAYSAM, KİME NE?


Çalışan kadınlar kendilerini neredeyse her konuda suçlu hissediyor; kendilerini kötü arkadaş, kötü eş, kötü anne ve kötü çalışan olarak görüyorlar. Uyandığımız saniyeden yatmaya gittiğimiz ana kadar sürekli çevremizde olan o iğneleme hissi! Huzur ya da iç gözlem dönemleri, sürekli meşgul olan bizler için hiç uygun değil. Kitap okumak, televizyon izlemek, tatil yapmak, hatta içmekten keyif almak; suçluluk duygusuna neden olan zevkler olarak görülüyor. Yaşam koçu Fiona Harrold'a göre, bu sorun gereksiz rol modellerinden kendimize uygun olup olmadığına bakmadan ödünç aldığımız değerlerin kötü karışımından doğuyor. “The Seven Rules of Success” kitabının yazarı Fiona Harrold'sa “Kendinize 10 dakika ayırıp kişisel ahlak değerlerinizin listesini yapmalısınız” diyor.


~


BİR HAFTA HİÇBİR ŞEY İÇİN SUÇLULUK DUYMAYIN


Harrold'un önerilerine uyarak beş gün boyunca suçluluk duymadan yaşamayı denedim. Sonuçta ilginç gerçekler ortaya çıktı: Hafta ortasında arkadaşlarımla dışarı çıktığımda tatlı sipariş eden tek kişi bendim. Tiramisumu neşesiz bir şekilde zorla bitirdim. Kendimi muhalif bir liseli kız gibi hissediyordum ama kime ya da neye karşı? Tatlılara “hayır” demek aslında benim için kolay ama suçluluk kompleksi olmadan tatlı yemek, hiç de eğlenceli değil. Alışveriş, tuz tüketimi ve –üzgünüm– geri dönüşüm gibi diğer konularda kendimi suçlu hissetmemem daha kolay.


~


Belki de bunlar kendime ait olmayan, ödünç aldığım değerlerdi. Belki bu konularda suçluluk duymam kendimi erdemli hissetmemi sağlıyordu. Sonuçta, etik bilincimi beslemem gerekiyor. Diğer günlük suçluluk bombalarımı; örneğin yaşlanma sürecinden duyduğum suçluluğu ya da kötü bir arkadaş/abla/kız olmaktan duyduğum endişeyi üzerimden atmam mümkün değil. Fakat ofisten çıkamadığımda ve arkadaşımın beni kafede beklediğini göz ardı ettiğimde fark ediyorum ki kendimi suçlu hissetmek, istediğim bir şey. Ahlaki değerlerin zayıf olduğu bir dönemde, gönüllü olarak seçtiğim bu parametreler olmasaydı ne kadar bencil olurdum diye düşünüp korkuya kapılıyorum.


~


Sizi çevreleyen suçluluk kodlarını kırmak gereksiz endişelerinizi yok etmeyebilir ama sizi daha fazla manasız pişmanlıklar biriktirmekten korur. O küçük asalakları üzerinizden attığınızda sizin için faydalı olan pişmanlıkları tespit edeceksiniz. Bazıları kariyerinizi, bazıları özel hayatınızı geliştirebilir. Sizin için gerçekten önemli olan değerler “moda” olmayabilir; selülitinizi de gidermeyebilir ama onlara uygun şekilde yaşamak, sizi olmak istediğiniz o mükemmel kadına yaklaştırabilir.





Yazı: CELIA WALDEN

SON HABERLER

Dergide Bu Ay

ELLE Nisan Sayısı Çıktı!

ELLE Nisan Sayısı Çıktı!

Yeni sayımızın kapağında oyuncu Hazar Güçlü var.

BU SAYIDA NELER VAR?

E-Bülten Aboneliği

E-bültenimize şimdi abone olun,
magazin dünyasındaki tüm gelişmelerden anında haberiniz olsun.