Kapak Fotoğrafı: It Happened One Night (Frank Capra, 1934)
Aşk zamanla biçim değiştirebilir. Bazen tek bir bakışla başlar, bazen uzun bir hikayenin tam ortasında belirir. Sinema ise bu duyguyu en çarpıcı halleriyle anlatır. Bu haftaki Editörün Seçimi köşesinde ELLE editörleri onlara aşk konusunda umut veren filmleri seçti. Çünkü bazı filmler sadece bir hikaye anlatmakla kalmaz, ilham verir, kalbimizi ısıtır ya da bazen bizi yerle bir eder. Bu liste yalnızca film önerileri değil, aşkın farklı zamanlardaki, kültürlerdeki ve anlatım biçimlerindeki hallerine küçük bir yolculuk. Belki ilk kez izleyeceğiniz bir film olur, belki de hafızanızda iz bırakmış bir sahneye geri dönersiniz. Hazırsanız, ELLE editörlerinin kalbine dokunan aşk hikayelerine birlikte göz atalım.
Suzan Yurdacan
Yazı Işleri Müdürü
1985 yapımlı (ve oyuncu deyince aklıma ilk gelen isim Meryl Streep’in başrolde olduğu) “Out of Africa” (“Benim Afrikam”) kendini keşfetme yolculuğu olmakla birlikte benim için kesinlikle en güzel, derin aşk filmlerinden biri. Kilit kelimeler: Nefis Afrika ve doğa manzaraları, çiftlik, zorlukların üstesinden gelmek, iyileşmek, nezaket, umut, gerçek aşk, müthiş oyunculuklar... Kitap okuma hissini de yaşatan ikonik bir film! Henüz izlemeyenler varsa, önerimdir.
* Bunları yazınca hemen bilmem kaçıncı defa izleme isteği oluştu:)
Ünal Baş
Fotoğraf Editörü
Fur: An Imaginary Portrait of Diane Arbus (Steven Shainberg, 2006)
Benim için aşkın yalnızca romantizmden ibaret olmadığını; kendini tüm çıplaklığıyla görme ve görünme cesaretiyle şekillenen, bir başkasının gözlerinde ilk kez gerçekten görülüp olduğun halinle kabul edildiğin dönüştürücü bir karşılaşma olduğunu hatırlatıyor. Fotoğrafçı olarak idollerimden Diane Arbus’un hikayesi hem filmin sonuyla hem de gerçek yaşamıyla bana umut aşılıyor ve hâlâ aşkı da fotoğraf çekmeyi de tutkuyla sürdürmem için ilham veriyor.
Damla Hasanreisoğlu
Stil Editörü
Dracula: A Love Tale (Luc Besson, 2025)
Aşkın tanımını bana en naif şekilde anlatan film. Aşk bitmeyen bir özlem, yaşanan bütün kötülüklerin arasında kalan bir temizlik, bir saflık. Öyle büyük bir güç ki insanı kendinden önce sevdiğinin iyiliğini düşünecek kadar bencillikten uzaklaştırıp fedakarlıkla dolduruyor. Buna bir an bile pişman olmuyorsunuz. Bu film de bana tam bunu hissettiriyor.
Muhammet Bozkurt
Stil Editörü
Malcolm & Marie (Sam Levinson, 2021)
Aşkın sadece romantik anlar ve mükemmel birliktelikler üzerinden okunması gerekmiyor. O tüm kusurları ile güzel.
Ece Dila Görügen
Moda Direktörü Asistanı
Eternal Sunshine Of The Spotless Mind (Michel Gondry, 2006)
Aşka dair düşüncelerim karmaşık, bu filmde aşkı değil daha çok kendimi buldum. Çünkü sonu hüzünle biten tüm hikayelerim hayatımın en güzel "iyi ki"leriyle dolu.
Gülgün Özek
Dijital Yayın Yönetmeni
It Happened One Night (Frank Capra, 1934)
Bir Frank Capra filmi olan favorim, aradan geçen 90 yıla yakın zamana rağmen halen taze, eğlenceli ve etkileyici bir klasik. Clark Gable ve Claudette Colbert’in başrollerini paylaştığı “It Happened One Night" için modern romantik komedilerin atası diyebiliriz. Film resmen bu janra ilham veren o sihirli formülü yazıyor. Yani, birlikte yolculuk yapmak zorunda kalan iki zıt karakterin çatışmaları üzerinden gelişen, eğlenceli bir aşk hikayesi. Şiddetsizce ama çokça öneriyorum.
Berrak Zeynep Yılmaz
Web Editörü
Sevmek Zamanı (Metin Erksan, 1966)
“Sevmek Zamanı” aşkın kendisinden çok onun fikrinin peşine düşenlerin hikayesi. Hayal kurmayı sevenlerin kolayca içine çekileceği bu filmde, duygular soyutlaştıkça gerçeklik ağırlaşıyor, aşk bir simgeye dönüşüyor ve taşıması güç bir yüke evriliyor. "Bazen bir hayal, gerçeğin kendisinden daha güçlü olabilir.”
Şevval Akyüz
Web Editörü
He's Just Not That Into You (Ken Kwapis, 2009)
Dürüst olmak gerekirse benim en sevdiğim aşk filmleri daha farklı. Ancak sanırım bu filmi önermemin belli başlı nedenleri var. Özeleştiri vererek, bu ara aşkı çok tektipleştirdiğimi hissediyorum. Filmdeki farklı aşklar, farklı karakterler ve farklı hikayeler bana bunu hatırlatmada yardımcı oluyor. Ek olarak; "He's Just Not That Into You" bence çok özgürleştirici bir cümle. Bu cümleyi hayatıma kattığımdan beri daha mutlu ve huzurlu biriyim. :)
Dilara Yanka
Sosyal Medya Editörü
Only Lovers Left Alive (Jim Jarmusch, 2014)
Böyle bir dünyanın içinde "Only Lovers Left Alive", Adam ve Eve’in yüzyıllara direnen aşkını anlatarak bana en büyük gerçeği hatırlatıyor: her şeye rağmen insanı yaşama tutunduran şey aşktır. Filmi her izlediğimde Eve’in Adam’ı hayata ve güzel şeylere motive edişini hissetmek bana çok iyi geliyor.