Stil Günlüğü: Berk Bakioğlu
Stilinizi nasıl tanımlarsınız?
Şık ve rahat parçaları birbirine iyi harmanlayabildiğimi düşünüyorum.
Söz konusu stil olduğunda kime “ikon” diyebilirsiniz?
Alışık olduğumuzun dışında, modaya bambaşka bir soluk getirip, “bizim niye aklımıza gelmedi” dedirtebilen herkese ikon diyebilirim.
Favori tasarımcınız/markanız hangisi?
Tek bir marka ve tasarımcı söyleyemem; her mevsim, ruh halime göre isteklerim değişiyor. Farklı farklı markaların koleksiyonları o dönem neyi tercih edeceğimi belirliyor aslında.
Dolabınızı açtığımızda en çok neyle karşılaşırız?
Aklınıza ne gelirse, her şeyden biraz vardır dolabımda; hiçbir parçayı atmaya kıyamam. Değiştiririm, dönüştürüm yine de benimle kalırlar. Her parça bana alındığı yılı ve o yılda yaşadığım anları hatırlatır. Tek bir şey söylemem gerekirse, siyah tişörtlerimin yeri apayrıdır.
“Asla giymem” dediğiniz ne var?
“Asla” diyecek kadar mı bilemem ama renkli kıyafetleri pek tercih etmiyorum. Turuncu, sarı tonları uzak durduğum bir noktada. Daha önce dediğim gibi; moda konusu değişken ve ruh halim bir gün bu tonları da sevebilir, “asla” diyemiyorum.
Olmazsa olmaz aksesuarlarınız neler?
Saatim ve kolyem olmadan sokağa adım atmam.
Dolabınızın en kıymetli parçası nedir?
Deri ceketlerime çok önem veririm.
Özel bir davete katılacağınız zaman kurtarıcı kombininiz nedir?
Kruvaze çizgili takımım ve siyah atletim her zaman hazırdır.
Bu zamana kadar aldığınız en iyi stil tavsiyesi neydi ve kimdendi?
Stil konusunda bugüne kadar hiç kimseyi dinlemedim. Sevdiğim rahat parçaları giymeyi tercih ettim.
Bir günlüğüne başka bir ünlü ismin gardırobunu ödünç alabilseydiniz, kimi seçerdiniz?
Mustafa Kemal Atatürk. Anıtkabir’e gidip kıyafetlerinin olduğu bölüme giren herkesle aynı fikirde olduğumuza eminim.
Yeni sezondan almayı planladığınız, gözünüze kestirdiğiniz ne var?
Her sezon dolabımda olsun istediğim özel deri ceketleri bulmayı seviyorum ve buna zaman ayırmak çok hoşuma gidiyor.
Online alışveriş yapıyor musunuz?
Mağazada deneyerek almayı tercih ediyorum çünkü her markanın beden kalıpları birbirinden farklı olabiliyor. Aynı zamanda kıyafetlerin enerjisine inanırım ve bir parçayı giydikten sonra bana ne hissettirdiğine önem veririm.
Peki, ikinci el giyiniyor musunuz?
Eskiden çok tercih ederdim, artık ancak dış giyimde çok beğendiğim bir şey olursa alıyorum.
Düzenli kullandığınız bakım ürünleri var mı?
Saçlarıma çok önem veriyorum; aktardan aldığım yağları karıştırıp uyguluyorum.
Hangi parfümü kullanıyorsunuz?
Bu aralar Tom Ford Ombre Leather kullanıyorum.
KISA KISA…
Spor ayakkabı mı, loafer mı? Spor ayakkabı.
Düz renk mi, desenli mi? Kesinlikle düz renkler.
Kış stili mi, yaz stili mi? Kış stili.
Slim fit mi, oversize mı? Ayrım yapamam.
Deri ceket mi, trençkot mu? Sonuna kadar deri ceket!
Hakkında:
Sevdim Seni Bir Kere”, “Roza”, “Kardeşlerim”, “Taş Kağıt Makas” gibi projelerden tanıdığımız Berk Bakioğlu, işletme bölümünde okuduktan sonra oyunculuk çalışmalarına küçük bir atölyede (oyunculuk) eğitimi alarak başlıyor ve birçok usta oyuncudan birebir dersler görerek bunu pekiştiriyor. Düzenli olarak fitness yapan ve basketbol oynayan Bakioğlu, yazları ise rafting’e büyük bir merakı olduğunu söylüyor. Son zamanlarda aşçılık öğrenmek isteyen genç oyuncu, yakın bir zamanda bunun adımlarını da atacak.
Sanat Günlüğü: Atakan Özkaya
Sanatın hayatınızdaki yerini bir metaforla anlatabilir misiniz?
Sanat için bir metafor yaratacak olsam, yalnız başına seyahat etmek gibi derdim. Sanat yapma fikri öncelikle hayal etmekle başlıyor bence. Aynı seyahat gibi; tek başına başlıyorsun hayal etmeye, yolda çok şey öğreniyorsun, dert ediniyorsun ve bu derdi insanlarla paylaşmak istiyorsun, üretiyorsun. Yalnız başladığın her hikaye zamanla kalabalıklaşır, toplum gibi. O yüzden sanatın hem çok kişisel hem de çok toplumsal bir şey olduğuna inanıyorum.
Sinemada izlediğiniz ilk film neydi?
Bunu gerçekten hatırlamıyorum ama “Arabalar” animasyon filmini sinemada izlemiştim, büyüsünü halen hatırlıyorum, onu söyleyebilirim.
Favori yönetmeniniz kim?
Tek isim vermek çok zor ama şu an Christopher Nolan diyebilirim. Filmlerindeki hazırlık süreci, yarattığı dünya ve çalıştığı oyuncularla olan ilişkisi çok üst seviyelerde.
Son zamanlarda sizi çok etkileyen bir dizi ya da film var mı?
En son 2022 yapımı bir İran filmi olan “Leyla’nın Kardeşleri”ni izlemiştim, çok etkileyiciydi; İran sinemasını çok beğeniyorum. Dizi olarak da gerçek bir hikaye olmasından dolayı tüylerimi ürperten “Lyle ve Eric Menendez’in Hikayesi” diyeceğim.
Oyuncu olarak sinema dışında sizi etkileyen sanat dalı nedir?
Sanatın her türlüsünü takip etmeyi seviyorum çünkü insanların hayal gücünün ne kadar sınırsız olduğunu görmek bana ilham veriyor. İnce düşünülmüş her eser, her şarkı ,her resim beni çok etkiler. Bir dal olarak işimle paralel olarak müziğe daha çok yakınım.
Hangi film karakteriyle bir gün geçirmek isterdiniz?
Yakın çevrem bu cevaba çok hakimdir; “Scent of A Woman” filmi benim için başyapıt. Orada ki Al Pacino’nun oynadığı Frank karakteriyle bir gün geçirmek isterdim.
Dönüp dönüp okuduğunuz bir başucu kitabınız var mı?
Tolstoy’un “İnsan Ne ile Yaşar” kitabı bence hepimizin zaman zaman açıp okuması gereken bir kitap. Her okuduğumda zihnim tazeleniyor.
Tiyatrodaki canlı performans hissi mi, sinemanın büyüsü mü sizi daha çok cezbediyor?
İkisini de ayrı ayrı çok seviyorum. Tiyatro yaptığım zaman anlık aldığım hazzın daha zamana yayılmış halini yaşıyorum aslında kamera önünde. İlk sahneye çıktığımda dizlerimin titrediğini hatırlıyorum mesela, bu heyecanımı hiç kaybetmek istemiyorum. Sinemada da denemek istediğim çok şey var, o yüzden onun büyüsüne de kapılmış haldeyim.
Sanatta gerçeklik mi yoksa hayal gücü mü sizi daha çok etkiliyor?
Kesinlikle hayal gücü. İnsanın hayal gücünün sınırsızlığı ve sürekli bunu geliştirebiliyor olması olağanüstü bir şey. Hayal gücüyle doğan bir şeyi gerçekliğe dönüştürmek de büyük bir haz ve bağımlılık bence. Hatta zaman zaman gerçekliği kırmak da seyirciyi kendine döndürüyor ve düşündürüyor.
Beyazperdede görmeyi en sevdiğiniz kadın oyuncu kim?
Monica Bellucci’nin güzelliğini kusursuz buluyorum, onu tekrar tekrar izlemek çok etkileyici gerçekten. Şu an için ise Emma Stone’nun her işini çok beğeniyorum; müthiş performanslar sergiliyor.
KISA KISA…
Sinemada seyretmek mi, evde seyretmek mi? Sinemada.
Aksiyon mu, gerilim/korku mu? Aksiyon.
Marvel mı, DC mi? Marvel.
Dijital sanat mı, klasik sanat mı? Her ikisi de.
Sergi gezmek mi, tiyatro oyunu izlemek mi? Tiyatro oyunu izlemek.
HAKKINDA
“Kalp Atışı”, “İçimizdeki Ateş”, “Kardeşlerim”, “Hiç”, “Uzak Şehir “gibi projelerde yer alan tiyatro ve dizi oyuncusu Atakan Özkaya, Beykent Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Oyunculuk bölümü mezunu. Çocukluk yıllarında futbolla ilgilenen Özkaya, ardından rotasını tiyatroya çeviriyor. Aslında sektörle çok küçük yaşta tanışan genç oyuncu 14-15 yaşından beri audition’lara girdiğini söylüyor..
Seyahat Günlüğü: Furkan Okumuş
En unutulmaz seyahat anınızı sorsak ne cevap verirsiniz?
Yaklaşık 11-12 yıl önce bir Karadeniz turuna çıkmıştım. Zonguldak taraflarında sahil yolunda arabayı durdurup birkaç saat oyalanmıştım. O an kafamda bir senaryo yazıp kendi çapımda kısa bir film çekmiştim. Bu tamamen doğaçlama bir deneyimdi ve bana ilham veren Karadeniz’in o eşsiz atmosferiydi. O anı hâlâ unutamam çünkü doğanın ortasında yaratıcı bir şey yapmak inanılmaz hissettirmişti.
Tam şu an, hayalinizdeki tatil destinasyonu neresi?
Yağmuru ve doğayı çok sevdiğim için tam şu an İrlanda’ya gitmek isterdim. O yemyeşil doğası, mistik havası ve sürekli yağan yağmurları benim için huzur dolu bir deneyim olurdu. Galway’de bir uçurumun kenarında durup denize karşı saatlerce hayal kurabileceğim bir yer gibi geliyor.
Bavulunuz düzenli midir yoksa dağınık mı?
Kendi adıma ne çok düzenli ne de çok dağınık olduğumu söyleyebilirim. İkisinin tam ortasında, dengede olduğumu düşünüyorum. Örneğin belirli şeyler konusunda düzenli olmayı severim ama bazı durumlarda hayatın akışına bırakmayı da tercih ederim. Bazen biraz dağınıklık yaratıcılığı besliyor gibi geliyor.
Uzun yolculuklarda film izlemeyi mi tercih edersiniz yoksa kitap okumayı mı?
Film izlemek benim için büyük bir keyif. En son “Prestij” filmini izledim ve tekrar büyülendim. Karakterlerin hikayesi ve anlatım tarzı beni her defasında etkiler.
Peki, tek başınıza mı seyahat etmeyi seversiniz yoksa arkadaşlarınızla mı?
Her ikisini de seviyorum ama arkadaşlarımla seyahat etmeyi tercih ederim. O yolculuklar daha eğlenceli ve unutulmaz oluyor. Birlikte plan yapmak, vakit geçirmek, yeni yerler keşfetmek ve bazen karşılaştığımız zorluklarla başa çıkmak bile güzel bir macera hissi yaratıyor.
En sevdiğiniz 3 şehir hangileri ve neden?
Türkiye’de Karadeniz bölgesine aşığım. Rize, Trabzon, Artvin gibi şehirler yağmurlu ve yemyeşil doğasıyla beni büyülüyor. Türkiye’nin en güzel yerlerinden birinin kesinlikle Karadeniz olduğunu düşünüyorum. Dünya genelinde ise Londra’nın hareketliliği, Ottawa’nın sakinliği ve Sidney’in deniz kenarındaki muhteşem atmosferi benim için unutulmaz.
Seyahate çıktığınızda farklı tatlar denemeyi sever misiniz?
Farklı tatlar denemeyi severim. Çok fazla yemek seçen biri değilim; yeni şeyler denemek her zaman hoşuma gider. Ama Asya mutfağındaki bazı tatlar bana pek hitap etmiyor. Özellikle belirli baharat kombinasyonları ya da tatlı-ekşi uyumu damak zevkime uygun değil.
Favori yolculuk şarkınız nedir?
Favori bir yolculuk şarkım yok. O anki ruh halime göre dinlemeyi tercih ederim. Genelde spontane bir şekilde 90’lar Türkçe pop açarım ve keyfini çıkarırım. Eski şarkılar bana nostalji hissettirdiği için yolculuklar daha anlamlı hale geliyor.
Bu zamana kadar bir seyahatte tanıştığınız en ilginç kişi kimdi?
Antalya tatilimde animatör bir arkadaşla tanışmıştım. Kendine has bir kişiliği vardı ve çok eğlenceliydi. O kadar farklı bir karakterdi ki, unutmam mümkün değil.
Tatil dönüşü yaptığınız ilk şey nedir?
Ben tatillerde genelde daha çok yorulan tarafta oluyorum. Sürekli bir koşturmaca ve plan yapma hali beni fiziksel olarak yıpratıyor. O yüzden dönüşte yaptığım ilk şey birkaç gün evde kalıp dinlenmek oluyor. Hatta genelde yatağa atlayıp bolca uyuyarak kendime gelirim. Bana göre bu da bir nevi tatilin devamı gibi oluyor.
KISA KISA…
Uçak yolculuğu mu, araba yolculuğu mu? Araba yolculuğu.
Yaz tatili mi, kış tatili mi? Kış tatili.
Bavul mu, el bagajı mı? El bagajı.
Deniz manzarası mı, dağ manzarası mı? Dağ manzarası.
Otel mi, ev mi? Ev.
HAKKINDA
En son” Aşk, Evlilik, Boşanma” dizisinde Timuçin karakterini canlandıran Furkan Okumuş, eğitim hayatı boyunca sanata ve tarihe dair büyük bir ilgi duymuş. Bu ilgi ile arkeoloji ve reklamcılık bölümlerinden mezun olan Okumuş, her iki alanda da kendini geliştirme fırsatı bulmuş bir isim. Kariyerine oyunculukla devam etmeye karar verdikten sonra birçok farklı projede yer alan genç oyuncunun hobileri arasında ise seyahat etmek, yeni yerler keşfetmek ve farklı kültürler deneyimlemek geliyor. Bunun yanı sıra, tarih ve sanatla ilgili okumalar yapıyor ve doğayla iç içe vakit geçirmekten keyif alıyor.
Hazırlayan: Damla Durak
ELLE MAN Aralık- Mart 2024-25 sayısından alınmıştır.