ÖZGÜVEN: FAZLASI ZARAR
Psikoterapist Çağatay C.Öztürk, bundan sonra yorumları ve cevaplarıyla bizlerle!


#text>
#text>Önce beyinle sevişmek
Bazı danışanlar, sık sık karşısındaki erkeği nasıl baştan çıkaracağıyla ilgili sorular sorarlar. Bazen de tersi olur. Yani erkekler karşılarındaki kadınları nasıl baştan çıkaracaklarını sorarlar. Kırbaç mı? Yoksa deri kıyafet fantezisi mi? Kırmızı ojeler mi yoksa french stil mi? Ön sevişme uzun mu olmalı? Yoksa direkt sonuç odaklı mı çalışmalı? Böyle birçok soru gelir. Bense önce, ‘Sizce?' diye sorar ardından da biraz Freud içerikli biraz da Carl Rogers teknikleriyle, 'Aslında karşınızdakinin önce beyniyle sevişin ve orayı orgazma ulaştırın, ardından organlar zaten birbirini arzularlar' derim... İki kişi belki birkaç saat sevişir, ancak sohbet ve beyin orgazmında zaman sınırlaması yoktur. Ayrıca içinde ilginç bir platonik detay da vardır. Öyle yabana atılır türden bir detay değildir bu platonik detay. Hormonlara adeta tavan yaptırır. Bu nedenle siz siz olun önce beyinleri seviştirin. Ardından organlar zaten sevişeceklerdir....~ #text>Tuğba Ekinci herkesi zehirledi
Müzik ruh'un gıdasıdır diye bir söz vardır. Eğer, müzik ruhun gıdasıysa, geçtiğimiz günlerde diva'mız Bülent Ersoy'un programına konuk olan Tuğba Ekinciyi gerek ekranları başında, gerekse stüdyoda izleyenler gıda zehirlenmesi geçirdiler diye düşünüyorum. Özellikle orkestranın yüz ifadeleri görülmeye değerdi. Adeta toplu halde böbrek taşı düşürüyor tarzda toplu bir yüz ifadeleri vardı. Bu arada sevgili diva Ersoy nasıl oldu da Tuğba Ekinci'yi kesmedi ya da müdahale etmedi şaşırdım kaldım. Seray Sever'in detoneleri, ya da Ömür Gedik'in Altın Portakal sahnesinde ödüllerden çok konuşulan detoneleri, Ekinci'nin detoneleri yanında mahsum kalır. Emek harcanmadan ve kısa yoldan bir yerlere gelen kısa yoldan da gitmeye mahkumdur. Kariyer'in kısa yolu, mobil cihazlardaki kısa yollar gibi ergonomik olmadığı gibi kişinin kariyerini daha fazla zorlar. Tuğba Ekinci keşke, yayındam önce çok daha sağlıklı bir prova yaparak seyirci karşısına çıksaydı, ya da playback yapsaydı. #text>
Ne yazık ki özgüven'in azı kadar, fazlası da zarardır. Şöyle ki; özgüven sorunu yaşayan kişiler kendilerindeki malzemeyi transfer sorunu yaşarken, ünlü psikolog, Jean Twenge'ye göre aşırı özgüven'in kibir kaynaklı ve narsistik kişilik bozukluğuna varacak kadar tehlikeli bir boyutu olduğunu söylüyor. Hatta Twenge, narsistik eğilimde olan kişilerin eleştiriye tahammülleri olmadığı gibi, tartışmaktan kaçınmayan kimlikler olduğunu ileri sürüyor. Dolayısıyla kendilerini geliştirememelerinin ve eksiklerini tamamlama konusunda sorun yaşamalarının bir sebebinin de yalnızca kendilerini istedikleri şekilde varetmeye kitlendiklerini ancak, sonuçta bu varoluşu sebep sonuç ilişkisi çerçevesinde doğru bir korelasyonla ortaya koymadıklarını ifade etmiştir. Umarım Tugba Ekinci, Twenge'nin tarif ettiği gruba dahil değildir. #text>
#text>Çağatay C.Öztürk'e sorularınızı uzmana sorun bölümümüze yollayabilirsiniz. #text>
Uzmanımızdan randevu almak içinse adres: #text>www.cagatayozturk.net
#text>
#text>
#text>
#text>
#text>
#text>
SON HABERLER