Pazartesileri başlayıp, Çarşamba akşamları son bulan diyetlerin sebebinin beyninizde yattığını biliyor muydunuz? Ya fizikselin yanı sıra bir ‘beyin diyeti' de yapmanız gerektiğini?
“Beyin diyeti de nedir?” diyenlere bu durumu en iyisi, beslenme uzmanı Müge Arslan anlatsın.
Arslan, ‘diyete başlarken beyni hazırlamak çok önemli.' diyor, çünkü diyete başlayacak kişinin aç ve sevdiği yiyeceklerden uzak kalacağını düşünmesi zayıflamasına engel oluyor. Halbuki Arslan, diyet için, “hiç de düşünüldüğü gibi, sevilen yiyeceklerden uzak kalınan, sadece sebze ve meyve tüketilerek geçirilen bir süreç değildir.' diyerek diyet konusunun tamamen yanlış anlaşıldığını vurguluyor. Kısacası işiniz, yaşam tarzının olumlu yönde ve sağlıklı bir yaşam uğruna değişmesinin size faydalı olduğunu önce beyninize kabul ettirmenizle başlıyor. Bunu yapma konusunda da Arslan'ın, işinizi kolaylaştıracak 4 ilkesi var:
SEVGİ
Hayatın her alanında olduğu gibi, kendinizi sevmeye başlamak ilk adımınız. Kendinizi seveceksiniz ki, içinizdeki potansiyel ve gücün farkına varın.
GÜVEN ve İNANÇ
Birbiriyle kardeş bu iki kavram, tüm başarıların temeli aslında. Öyle ki; hayattaki tüm kazançlarınız güven ve inanç üzerine kurulu. Bu yüzden diyet sürecinde hem kendinize, hem de diyetisyeninize olan inanç ve güveniniz tam olmalı.
HEDEFİ DOĞRU BELİRLEMEK
‘5 kilo verdim mi, tamamdır!' gibi kısa süreli ve geçici hedeflerle amacınıza ulaşmanız çok zor. Ama kısa süre de çok fazla kilo vermek de inandırıcı değil. Bu nedenle hedefinizi daima verdiğiniz kilolalar geri almayacağınız, uzun dönemde sağlıklı kilo kaybı çerçevesinde oluşturmanız en doğrusu.
EMEK ve AZİM
Her güzel sonuç için olduğu gibi, diyet yaparken de emek vermek gerekiyor. Diyet sürecinde her zaman hızlı ve aynı miktarda kilo veremeyebilirsiniz. Hatta dönemsel olarak metabolizmanızda yavaşlama veya duraksamalar bile olabilir. Yine de diyet boyunca diyetisyeninizin programına uymaya ve yolunuzda emin adımlarla ilerlemeye devam etmelisiniz.
