BİRAZ YAVAŞLAYALIM...

Zamanı bambaşka bir gözle algılamaya ne dersiniz?

ELLE ONLINE ELLE ONLINE 11 Temmuz 2018
BİRAZ YAVAŞLAYALIM... DAVID BURTON-TRUNK ARCHIVE

Aşağıda uzanan ve sizin ilginizi çekmek için can atan yazıyı, vakitsizlikten ya da konsantrasyon eksikliğinden, belki de herhangi bir konuda bilgi almak istemediğinizden, yorgunluktan okumayabilir, fotoğraflara ve başlığa bakmakla yetinip daha “ilginç” ve “çekici” bir haber arayışıyla sayfaları çevirebilirsiniz. Hep bir arayış içinde değil miyiz zaten? Her şeyi hızlıca tüketip bir yenisine geçmiyor muyuz?

Moda dünyasındaki “see now, buy now” (gör ve satın al) trendiyle defilelerde gördüğümüz her şeyi beklemeden satın alıyor, sonra da vakit kaybetmeden bambaşka bir ürünün hayalini kuruyor, gün içinde sosyal medya aracılığıyla haber bombardımanına maruz kalıyor, toplantıdan toplantıya giriyor, ardından spora gidiyor, çocuklarımızı mükemmelliğin peşinde bir etkinlikten bir başka etkinliğe koşturuyor, daha çok kazanmak için daha fazla çalışıyoruz.

“Social Acceleration: A New Theory of Modernity” kitabının yazarı, hız uzmanı Alman filozof Hartmut Rosa, “Yapılacaklar listesindekileri uygulamak için sahip olduğumuz zamandan çok daha fazlasına ihtiyacımız var!” diyor ve şöyle devam ediyor: “Eğer bu hızda yaşamaya devam edersek rekabet, büyüme ve inovasyon çağında bedenlerimiz makinelerle kaynaşacak.” Rosa’nın vurguladığı gibi hepimiz zamansızlıktan, zamanın çok hızlı geçtiğinden yakınıyoruz. Oysa Fransız düşünür Etienne Klein’in de altını çizdiği gibi “Zaman geçmiyor, zaman sadece gerçekleri geçiriyor.” İki filozof toplamda, gerçek hayatı algılayamayan makineleşmiş bedenlerden bahsediyorlar.

Gerçekleri görmek için yavaşlamaya, daha yüksek, daha çok, daha güçlü ve daha iyiden vazgeçip hazzı, düşünceyi, konsantrasyonu yücelten bir hayata geçmeye ne derseniz? Hala bizimleyseniz ve bu satıra kadar bizi takip ettiyseniz devamı da çok zor değil...

ZAMAN, GÜNÜMÜZÜN EN DEĞERLİ “PARA”SI

Dünyada yeni trendleri belirleyen Fransız şirketi Promostyl’den Feriel Karoui, hayatımızda çok fazla iş, çok fazla alternatif, çok fazla seçim, çok fazla teknoloji olduğunu vurgularken bu bombardımanın tek bir şeye yoğunlaşmamızı engellediğini söylüyor. Aslında tüm bunlar bizden zamanı çalıyor. Oysaki tarihçi Andre Rauch’un da altını çizdiği gibi, “Zaman ne Tanrı’ya ne patrona ne öğretmenlere ait. Zaman sizin en büyük özgürlüğünüz!” Karoui’yse boş zamanın günümüzün en “değerli para”sı olduğunu söyleyerek durmanın, odaklanmanın, hiçbir şey yapmamanın, boşluğun, kendimize, benliğimize vakit ayırmanın önemine değiniyor. Unutmayın, Konfüçyüs’ten Nietzsche’ye birçok filozof için çalışmamak, boş zaman geçirmek, ya da tembellik diyelim, bilgeliğin ve mutluluğun anahtarıydı. Peki, bugünkü hız diktatörlüğünde bu kilidi nasıl açacağız?

YAVAŞLAMAK, DEVRİMSEL BİR EYLEM!

Yıllar ve günler boyunca tekrarlanan işleri yaparak, ofis ve evdeki sorumlulukları yerine getirerek, yukarıda bahsettiğimiz bombardımanın bir nevi “kurbanı” olarak pasif bir hayatın içine itiliyor ve tarihçi Andre Rauch’un dile getirdiği gibi en büyük özgürlüğümüz olan zamanı kaybediyoruz. Psikolog Stephanie Hahusseau (stephaniehahusseau.com), yavaşlamanın bu pasifliğe hayır demek anlamına geldiğini söylüyor. Kısaca yavaşlamak aslında tahmin ettiğinizden de önemli ve devrimsel bir eylem! Nereden, nasıl başlamalı?

Japon felsefesi “Kaizen”den ilham alarak işe küçük adımlarla, basit eforlar harcayarak başlayabiliriz. Örneğin günde sadece üç dakikayı kendinize ayırın ve hiçbir şey yapmayın. Boş zamanın para anlamına geldiğini söyleyen Promostyl’den Feriel Karoui’yse, “Patronunuzla sadece proje ya da zam konuşmayın, ondan boş zaman isteyin” diyor. “Vivre plus lentement, un nouvel art de vivre” (Daha Yavaş Yaşamak, Yeni Bir Yaşama Sanatı) kitabının yazarı gazeteci Pascal d’Erm’se doğada yürüyüş yapmanın bilimsel olarak kanıtlanmış bir huzur sağladığını vurguluyor.

“AZ KONUŞUN, DAHA ÇOK DİNLEYİN!”

Yogauni.com’un kurucusu ve yoga eğitmeni Alexis Gulliver yavaşlamanın sırlarını paylaşıyor:

• “Benim için yavaş hayat öncelikle basit bir yaşam süreceğime dair kendime söz vermeyi içeriyor. Ardından çevremdeki insanlara ve şeylere odaklanmak, kaliteye önem vermek, elimdekilerle yetinmek, yerel lezzetler tüketmek ve doğanın ritmini yakalamak demek.

• Sosyal medyadan uzaklaşın ya da onu gerçekten verimli bir iş yaptığınız zaman kullanın. Başkalarının fotoğraflarına bakmak yerine sessizliğe odaklanın!

• Uykunuza önem verin. Televizyonu daha erken kapatarak bedeninizi dinleyin ve dinlendirin.

• Elinizden geldiğince evde, kendi pişirdiğiniz yiyecekleri tüketin.

• Az konuşun, daha çok dinleyin! Örneğin biz evde ’sessiz pazar’ günleri düzenliyor, birbirimizle vakit geçiriyoruz.

• Nefes teknikleri üzerinde çalışın. Bunun için sırtınızın dik pozisyonda olacağı rahat bir koltuk seçin. Dörde kadar sayarak nefes alın ve nefes verin. Bunu birkaç defa tekrarlayın. Ardından nefes verirken önce altıya, sonra da sekize kadar sayın. Nefes alırken hala dörde kadar saymanız gerekiyor. Bunu da iki üç defa tekrarlayarak bedeninizi dinlendirin. Güne nefes egzersizleri yaparak başlarsanız kendinizi çok daha enerjik hissedeceksiniz.”


                                                                      BJORN IOOSS- TRUNK ARCHIVE

Unutmayın, Konfüçyüs’ten Nietzsche’ye birçok filozof için çalışmamak, boş zaman geçirmek, ya da tembellik diyelim, bilgeliğin ve mutluluğun anahtarıydı.

Gazete ve dergilerdeki farklı ve envaiçeşit enformasyon içinde kaybolmak yerine haber konusunda seçici davranmak, tek ve uzun bir makaleye odaklanmak da yavaşlamanın anahtarlarından. “New York Times”ın eski genel yayın yönetmeni Jill Abramson’un çok uzun araştırmalara dayalı nehir makale yazan gazetecileri desteklediğini biliyoruz. Şimdilerde art arda üç dört şehir gezdiren tur programları moda olduğu kadar hayli de yorucu. Oysa tek bir yerde dinlenmek, dikkatinizi bir mekana vererek boş zamanın tadını çıkarmak keyifli bir mola yaratıyor hayatınızda.

Vapur ya da bisiklet gibi ulaşım araçlarını kullanarak, meditasyon yaparak, sabır ve konsantrasyon gerektiren el emeği işlerle uğraşarak da şimdiki zamanın, anın değerinin farkına varabiliriz. Sosyal ağların da yavaşlamadan nasiplerini aldıklarını görüyoruz. Öyle ki Twitter’a rakip olan mikro blog uygulaması Mastodon’la daha az insan takip ediyor, Tinder’a alternatif sunan Once’laysa (slow dating aplikasyonu) günde sadece tek bir insanla tanışabiliyorsunuz.

YAVAŞLARKEN BUNLARI OKUYALIM!

• Kopenhag’da Mutluluğu Arama Enstitüsü’nde çalışan Meik Wiking, “The Little Book of Hygge” adlı kitabında, Danimarka’da yükselen bir trend haline gelen ve “rahatlamak, birliktelik, sade ve sıcak bir yaşam, paylaşım” gibi anlamları olan “hygge” akımını inceliyor.

• Dr. Patrizia Collard, “The Little Book of Mindfulness” isimli çalışmasında günde 5-10 dakikalık egzersizlerle stressiz bir hayat yaşamanın yollarını anlatıyor.

• Vietnamlı Budist rahip Thich Nhat Hanh’ın kaleme aldığı “How to Relax” kitabı, yoğun hayata ara verip rahatlamanın ve stresi kontrol altında tutmanın önemine değiniyor.


YAZAR: SELİN MİLOŞYAN

ELLE TEMMUZ 2017 SAYISINDAN ALINMIŞTIR.


SON HABERLER

Dergide Bu Ay

ELLE Nisan Sayısı Çıktı!

ELLE Nisan Sayısı Çıktı!

Yeni sayımızın kapağında oyuncu Hazar Güçlü var.

BU SAYIDA NELER VAR?

E-Bülten Aboneliği

E-bültenimize şimdi abone olun,
magazin dünyasındaki tüm gelişmelerden anında haberiniz olsun.